Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/2973 E. 2020/3173 K. 29.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2973
KARAR NO : 2020/3173
KARAR TARİHİ : 29.06.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonucunda; yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma isteği değerden reddedilerek; Tetkik Hakimi …’ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, 5 nolu bağımsız bölümü davalı …’ye teminat vererek davalı adına bankadan kredi çektiğini, borcunu ödemesine rağmen taşınmazı teminat olarak elinde bulunduran …’in iade etmeyerek diğer davalı …’ye, …’nin de diğer davalı …’a satış suretiyle temlik ettiğini, davalıların iyiniyetli olmadıklarını, … ile …’ye borçlu olmadığının tespiti ile tapunun iptali ve adına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece “… dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.. Somut olaya gelince; mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Hal böyle olunca, davacı iddiasını kredi sözleşmesine dayandırdığından davacının taşınmazı temlik ettiği …’nin satış nedeniyle kredi kullanıp kullanmadığı hususunun davacıya da sorularak açıklığa kavuşturulması, inançlı işlemin belgesi niteliğinde yazılı belge ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge olup olmadığı hususunun araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek hüküm tesisi isabetli olmamıştır…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yazılı delil sunulmadığı, davalı …’nin çekişme konusu taşınmazı 2007 yılında sattığı, davanın 2010 yılının 9. ayında açıldığı, davalı …’ın iyiniyetli 3. kişi olduğu, aksini ispatlar delilin olmadığı, son … …’in de iyiniyetli olduğu, davalı …’nin konut kredisi kullanmadığı, inançlı işlem iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle iptal tescil isteğinin reddine, hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle tespit isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ancak bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; davacı tarafça davalı …’ın çektiği krediye ilişkin ödeme makbuzları ibraz edilmiş olup, bu makbuzların bozma ilamında belirtildiği gibi HMK’nın 202. maddesin de belirtilen delil başlangıcı sayılacağı kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca; anılan belgelerin delil başlangıcı olarak kabulü ile tanık dahil tüm deliller bir arada değerlendirilerek davacının yaptığı temlikin inançlı işleme dayalı olduğu kanaatine varılması halinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 97. maddesi hükümleri gereğince davacının ödenmemiş borcunun bulunup bulunmadığı tespit edilerek depo kararı husunun dikkate alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacıya 29.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.