Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/2728 E. 2019/101 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2728
KARAR NO : 2019/101
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVACILAR : … V.D.
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan anneleri …’ın maliki olduğu 940 ada 27 parsel sayılı taşınmazdaki 1 no’lu bağımsız bölümü ölümünden sonra kiraya verdiklerini, 2006 yılından beri davacı …’in kızının oturduğunu, davalının açtığı kira alacağından kaynaklı davada, davalının anılan taşınmazı 06.04.1983 tarihli satış işlemiyle mirasbırakandan edindiğini öğrendiklerini, mirasbırakanın satışa ihtiyacı bulunmayıp temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu 940 ada 27 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 no’lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, mirasbırakanla birlikte yaşayıp ona baktığını, primlerini yatırarak emekli ettiğini, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla değil minnet duygusuyla ve ölene dek bakılacağı inancıyla hareket ettiğini, semenin mutlaka para olması gerekmediğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
İlk derece Mahkemesince, temlikin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; tarafların istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince, temlikin muvazaalı olduğu ve muris muvazaasının koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında iptal tescile kesin olarak karar verilmiş; kesin karara karşı davalı yanın temyiz isteğinin 19.11.2017 tarihli ek karar ile reddine karar verilmiştir.
Karar ve ek karar davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.01.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat … ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, tarafların istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne ve pay oranında iptal tescile kesin olarak karar verilmiştir. Kesin kararın davalı tarafça temyizi üzerine her bir davacı yönünden
temyiz sınırının ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği ve her bir davacının payı gözetildiğinde dava değerinin temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle 19.11.2017 tarihli ek karar ile davalının temyiz isteğinin reddine karar verilmiş; anılan ek karar süresi içinde davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.’nun 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, aynı maddenin 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 42. maddesiyle değişik 1/a bendinde de “Miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” hükmüne yer verilmiş; anılan 40.000.00-TL.’lik kesinlik sınırı 2017 yılı itibarıyla 41.530,00-TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
Diğer yandan davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakta olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 58. maddesi uyarınca ihtiyari dava arkadaşlığında, davaların birbirinden bağımsız olduğu kuşkusuzdur. O halde, birlikte dava açılmış olmasının kesinlik sınırının belirlenmesine etkisi olmayacağı, her bir davacının payı gözetilerek temyiz sınırın belirlenmesi gerektiği açıktır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değerinin 120.000 Tl olduğu, her bir davacının 1/3 miras payına isabet eden ve harcı tamalanan değerin ise ayrı ayrı 40.000 TL olup her bir davacının payına isabet eden değerin 2017 yılı itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 41.530.00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre; davalının temyiz isteğinin reddine ilişkin ek karar doğru olup davalı vekilinin ek kararı temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan ek kararın ONANMASINA, onama nedenine göre işin esasının incelenmesine yer olmadığına, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilenler vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına ve aşağıda yazılı 4.130.00.TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.