Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/2657 E. 2020/2788 K. 17.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2657
KARAR NO : 2020/2788
KARAR TARİHİ : 17.06.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan babaları …’ın maliki olduğu … parsel sayılı taşınmazı oğlu olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptal ve tescile ya da tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, temlikin muvazaalı olmadığını, taşınmazların bedeli karşılığında satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “…Somut olaya gelince; mahkemece dinlenen ve davanın kabulü halinde mirasçı sıfatıyla hak sahibi olabilecek tarafların kardeşi …, “muris … benim babam olmaktadır. Babam öldükten sonra mirasçılar arasında bir taksim yapılmadı. Babamın bu ev dışında iki parça tarlası bulunmaktadır. Babam ve annem ölene kadar davalı ile birlikte yaşadı. Kardeşlerim olan … ile …’a babam sağlığında birer ev yatağı verdi. Aynı zamanda evin yapılması sırasında maddi yardım yaptı. Babam sağ iken burayı kardeşime bırakacağını söylüyordu. Bundan bütün kardeşler haberdardır. Babamın 1995 yılında satış yaptım diye söylediğini bilmiyorum ancak sağlığında tüm mirasçıları toplayarak bu evi davalıya vereceğini söyledi. Davalı başka yerde çalışıyordu babam sağ iken kendisi ve anneme bakması için davalıyı yanına getirdi ve ölene kadar davalı annem ve babama baktı o yüzden babam da bunun karşılığında bu evi davalı kardeşime verdi. Davacılar sağlığında annem ve babama bakmadı. Babamın her türlü işi ile davalı ilgilendi. ”şeklinde açıklamada bulunmuş, mahalli bilirkişiler de mirasbırakanın ölünceye kadar davalı … ile oturduğunu ve bakımının davalı … tarafından yapıldığını ifade etmişlerdir. Oysa, çekişme konusu taşınmazın satış şeklinde davalıya temlik edildiği görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur.Semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emekte olabileceği kabul edilmelidir. Esasen yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakının gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Bir başka ifade ile murisin iradesi önem taşır. O hâlde, yukarıda değinilen somut olgular açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, miras bırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı ve bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediği kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek kabulü yönünde hüküm kurulmuş olması doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 18.50 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.