Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/1645 E. 2019/1133 K. 20.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1645
KARAR NO : 2019/1133
KARAR TARİHİ : 20.02.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi … ‘ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Asıl ve birleştirilen dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davalarda davacılar; 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazın geldilerinden olan 376 ada 4 ve 5 parsel sayılı dükkan cinsli taşınmazların davacılardan …’ye, 376 ada 6 parsel sayılı dükkan cinsli taşınmazın ise 1/2’şer paylı mülkiyet üzere … ve …’ye ait olduğunu, her üç parselin birleştirilerek üzerine inşaat yapılması, …’ya 2 dükkan, …’ye bir dükkan verilmesi yönünde davalı ile sözlü anlaşma yaptıklarını, anlaşma uyarınca 376 ada 4, 5 ve 6 parselleri birleştirerek paylarını davalıya bedelsiz devrettiklerini, aradan çok uzun yıllar geçmesine rağmen davalının inşaatı bitiremediğini, bunun üzerine sözlü anlaşmayı 03.09.2008 tarihinde yazılı hale getirdiklerini, ancak halen inşaatın tamamlanmadığı gibi davalının taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia ettiğini, paylarını geri vermeyi kabul etmediğini, üçüncü kişilere satış yapma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek, payları oranında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Asıl ve birleştirilen davalarda davalı, iddiaların asılsız olduğunu, davacılardan …’nın dava ehliyetinin bulunmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “… davalının, davacılardan …’nın alzhemir hastası olduğu yönündeki iddiasını davacı …’nın tanığı … da doğrulamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 51. (1086 sayılı HUMK’un 38.) maddesinde düzenlenen “dava ehliyeti” dava şartı olarak benimsenmiştir. Bu durumda, davacı …’nın ehliyetsiz olduğunun saptanması durumunda, onun tarafından açılan davanın, davacıya 1086 sayılı HUMK’un 42 ve 6100 sayılı HMK’nin 56/1 maddesi gereğince vasi atanmak suretiyle yürütülmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca, davacı … yönünden HMK’nin 56/1. maddesi uyarınca vasi atanmak üzere sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulması ve sonucunun beklenerek ehliyetsiz olduğu saptanarak vasi atanması halinde onun huzuru ile davanın görülmesi, ayrıca birleştirme kararı ve duruşma gününü bildirir davetiyenin davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözardı edilerek hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazın evveliyatı olan 376 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların 09.12.1991 tarihli kadastro ile birleştirilen davanın davacısı … adına tescil edildiği, 376 ada 6 parsel sayılı taşınmazın da birleştirilen davanın davacısı … adına kayıtlı iken 19.11.1993 tarihinde ½ payını davacı …’ye, ½ payını ise davalı …’ye satış suretiyle devrettiği, 376 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların 17.11.1995 tarihli tevhit işlemi ile 376 ada 8 parsel sayılı taşınmazı oluşturarak 872/1246 payının davacı …, 187/1246’şar payın davacı … ile davalı … adına tescil edildiği, 376 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 28.05.1999 tarihli ifraz ve tevhit işlemi ile 376 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazları oluşturduğu ve 872/1246 payının …, 187/1246’şar payın davacı … ile davalı … adına tescil edildiği, asıl davanın davacısı … ve birleştirilen davanın davacısı …’nın 376 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 15.06.1999 tarihinde satış suretiyle davalı …’e devrettikleri, davalı …’in 376 ada 11 parsel sayılı taşınmazı ise 17.08.2000 tarihinde dava dışı belediyeden satın alma sureti ile edindiği, 376 ada 9, 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tevhiden çekişme konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazı oluşturduğu, yargılama sırasında davacı …’nin ölümü üzerine … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/2E-71K., sayılı kararı ile terekesine oğlu …’nin temsilci olarak atandığı anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle çekişmeli taşınmazların üzerine bina yapılıp davacılara dükkan verilmesi koşulu ile davalıya temlik edildiği, bu hususun davalının imzasını taşıyan 03.09.2008 tarihli belge ile sabit olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu yöne değinen yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
Ancak, dava konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tevhit öncesi olan 376 ada 11 parsel sayılı taşınmaz, davalı tarafından … Belediyesi’nden satın alınmak suretiyle edinilmiş olup anılan parselde asıl ve birleştirilen davacıların bir hakkı bulunmamaktadır.
Öte yandan, HMK’nın 326/1 hükmü gereğince yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan tahsil edilir.Eldeki dava kabul edildiğine göre davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki mahkemece bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.
Hal böyle olunca, çekişme konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tevhit öncesi olan 376 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalıya ait olduğu gözetilerek tevhit öncesi olan 376 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara oranlanmak suretiyle hangi miktarın iptal edileceğinin belirlenmesi amacıyla bilirkişiden rapor alınıp bu miktar üzerinden asıl ve birleştirilen davanın davacılarının payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken müstakilen davalıya ait olan 376 ada 11 parsel sayılı taşınmazın da kabul kapsamına alınması doğru olmadığı gibi kendisini vekil aracılığıyla temsil ettiren davacı … lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir.
Tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.