YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/792
KARAR NO : 2017/1990
KARAR TARİHİ : 17.04.2017
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptal tescil davası sonunda yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından duruşma istemli tavzih talebinin reddine dair ek karar da davalı … tarafından temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 20.09.2016 salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat …, davalı … ile temyiz edilen davalı …, davalı … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, bilahare dosya incelendi, Tetkik Hâkimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı; mirasbırakanı …’ın maliki olduğu 9224 parsel sayılı taşınmazın ½ payını davalı …’a, ½ payını da davalı …’e, 9062 ve 6893 parsel sayılı taşınmazlarının tamamını davalı …’ye, 122 ada/2 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın ½ payını davalı …’ye ½ payını davalı …’e mal kaçırmak amacıyla ve satış gösterilmek suretiyle muvazaalı olarak temlik ettiğini, daha sonra 9224, 9062 ve 6893 parsel sayılı taşınmazların davalı … üzerinde toplandığını, muvazaa olgusunun … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait 2010/415 esas sayılı dosyasındaki bir kısım davalılar beyanları ile de sabit olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; yapılan satış işlemlerinin gerçek olduğunu, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/415 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtmişler, ayrıca davalı … mirasbırakanın davacı …’e verdiği benzinlik, ev, sermaye ve tankere karşılık çekişme konusu taşınmazların kendilerine devredildiğini, davalı … mirasbırakana ait birkısım taşınmazlarını davacıya karşılıksız devredildiğini, davalı … ise davacı tarafın mirastan pay aldığını beyan ederek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, 29/05/2015 tarihli ek karar ile de davalılar … ve … lehine hükmedilen 58.030,00-TL vekalet ücretinin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalı …’ın tavzihle ilgili ek karara ilişkin temyizine gelince, bilindiği üzere; hükümlerin tavzihini düzenleyen 6100 sayılı HMK. nun 305. (1086 sayılı HUMK. nun 455.) ve devamı maddelerinde “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Ayrıca 6100 sayılı HMK. nun 304. (1086 sayılı HUMK. nun 459.) maddesine göre ise ” Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir.Hüküm tebliğ edilmişse hakim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez.Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan düzenleme karşısında tavzih yoluyla hüküm değiştirilemeyeceği gibi, hakim tavzih ile de hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip, bunu hükmüne ekleyemez. (HGK.2008/11-448 E.-2008/454 K.).
Somut olaya gelince mahkemece, davacının tavzih talebi üzerine davalılar Hanım ve Hatice lehine hükmedilen vekalet ücretinin davalılar vekilinin vekillikten istifa ettiği gerekçesiyle kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; davalılar Hanım ve Hatice lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin hükmün tavzih yolu ile kaldırılması doğru olmadığı gibi muris muvazaası hukusal nedenine dayalı olarak pay oranında açılan eldeki davada, davacının payı gözetilerek kendini vekille temsil ettiren taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken dava konusu taşınmazın tamamının değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetli olmamıştır.
Davalı …’ın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile tavzihle ilgili ek kararın kaldırılarak, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.