Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/5392 E. 2018/132 K. 11.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5392
KARAR NO : 2018/132
KARAR TARİHİ : 11.01.2018

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Hande Bozuklu’nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, 118 ada 42 parsel sayılı taşınmazın babası …’dan intikalen geldiğini ileri sürerek taşınmazın malik hanesinde yazılı … oğlu…’nun … …oğlu … olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ispatlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; 24.04.1959 tarhinde yapılan tapulama çalışması ile dava konusu 118 ada 42, eski 156 parsel sayılı taşınmazın 22.12.1958 tarih, 115 no, 150 cilt, 66 sayfada kayıtlı tapu kaydına binaen … oğlu … adına tescil edildiği, Hazinenin itirazı üzerine Maraş Kadastro Hakimliğinin 19.7.1960 tarih, 1960/171 Esas1960/156 Karar sayılı ilamı ile tespit gibi tescile hükmedildiği, 22.12.1958 tarihli eski ve kadastro sonrası oluşan yeni tapu kaydına göre ise kayıt malikinin… oğlu … olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere tapu kaydında düzeltim davalarında taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Şöyle ki, Nüfus Müdürlüğünün 06.07.2015 tarihli cevabında ilçe nüfusuna kayıtlı … oğlu …… isimli herhangi bir şahsın nüfus kaydına rastlanılmadığı, … …oğlu …… adında bir kişiye ait kayıt bulunduğunun bildirildiği ancak ekte … …oğlu …’ın nüfus kaydının gönderildiği, ayrıca ismi düzeltilmesi istenilen … …oğlu …… ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir kişi ya da kişiler olup olmadığı yönünde de araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.
Hâl böyle olunca, yukarıda değinilen somut olgular ve ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, ilgili nüfus müdürlüğünden ‘’… …oğlu ……’’ isimli şahısların olup olmadığının araştırılması, ayrıca 06.07.2015 tarihli müzekkere cevabında ilçe nüfusuna kayıtlı olduğu bildirilen ‘’… …oğlu ……’’ isimli kişinin nüfus kayıdının temin edilmesi, tespit edilmesi halinde tapu kayıt maliki olup olamayacaklarının gözönünde bulundurulması, öte yandan tapulamaya esas alınan 22.12.1958 tarih, 115 no, 150 cilt, 66 sayfada kayıtlı tapu kaydının aslı getirtilerek bu tapu kaydındaki fotoğrafın davacının mirasbırakanı …’a ait olup olmadığının tespit edilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.