YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5021
KARAR NO : 2020/3068
KARAR TARİHİ : 24.06.2020
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacı, 2199 parsel sayılı taşınmazın … adına kayıtlı iken malikin ismi çizilerek davalı … adına satış yoluyla tescilinin yapıldığını, tapu kütüğünde yazılı 506 ve 926 yevmiyeli numaralı işlemlerin çekişme konusu satış işlemine ilişkin olmadığını, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek satış işlemi ile davalı … adına olan tapu kaydının iptalini istemiştir.Davalı, işlemin gerçek satış olduğunu, 1984 yılından bu yana taşınmazı kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, Tapu Sicili Tüzüğünde öngörülen usuli işlemlerin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2199 parsel sayılı taşınmazın tapu kütük sayfasındaki kayıtlarına göre, … adına kayıt iken 23.04.1984(veya 25.04.1984) tarih ve 506(veya 926) yevmiye nolu işlem ile davalı …’e satış yoluyla devredildiği, ne var ki, anılan tarih ve numaralı işlemlerin dava konusu taşınmazın satış işlemine ilişkin olmadığı anlaşılmaktadır.Tapu sicillerinin doğru tutulmasını üstlenen devlet, ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da bu haklardan yoksun kalınması, dayanak ve belgelere aykırı kayıt oluşması sonucu doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Her ne kadar tapu iptal ve tescil isteme hakkı kayıt maliki veya onun mirasçılarına ait ise de, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan hazinenin kusursuz sorumluluğu kapsamında, davacı idarenin böylesi bir davayı açmasında hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur.Öte yandan; 17.08.2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Tapu Sicili Tüzüğü’nün 74/4. maddesi “Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir. ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, bu durum beyanlar sütununda belirtilerek, 26.09.2011 tarih ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre işlem yapılır.” şeklinde düzenleme içermekte olup doğrudan dava açılmasına hukuken bir engel bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; işin esası incelenerek, önceki kayıt maliki tarafından çekişme konusu taşınmaz ile ilgili açılmış bir dava olup olmadığının araştırılması, yoksa önceki kayıt malikine davanın ihbar edilmesi, açılmış bir dava bulunması halinde davalar birleştirilerek toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Tarafların değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.