Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/4549 E. 2018/15212 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4549
KARAR NO : 2018/15212
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tecsil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı …, mirasbırakan anneleri …nın, 1210, 2938, 6116, 6479, 6906, 7125, 8278, 8743, 9285, 331 ve 484 parsel sayılı taşınmazlardaki ¼ payını davalı …’ye, mirasbırakan babaları …’nın ise maliki olduğu 1858 ada 12 parsel sayılı taşınmazı 1/2’şer payla davalılar … ve …’e mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiş; birleştirilen davada davacı …, aynı hukuki sebeplerle aynı taşınmazlarla birlikte mirasbırakan … tarafından davalılara devredilen 9414 parsel sayılı taşınmaz yönünden de miras payı oranında iptal- tescile karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, mirasbırakanların tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını, annelerinin paraya ihtiyacı olduğu için taşınmazları satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de davalının istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan …’nın 23.02.1995 tarihinde mirasbırakan …’nın da 08.01.2005 tarihinde ölümü ile geriye müşterek çocukları davacılar … ve …, davalılar … ve … ile dava dışı …’in mirasçı olarak kaldıkları, dava konusu 1210 parsel sayılı 1.600m2 miktarlı tarla, 2938 parsel sayılı 17.800m2 miktarlı tarla, 6116 parsel sayılı 11.500m2 miktarlı tarla, 6479 parsel sayılı 6.000m2 miktarlı tarla, 6906 parsel sayılı 1.000m2 miktarlı tarla, 7125 parsel sayılı 3.000m2 miktarlı bağ yeri, 8278 parsel sayılı 2.000m2 miktarlı tarla, 8743 parsel sayılı 2.040m2 miktarlı tarla, 331 parsel sayılı 14.350m2 miktarlı tarla, 484 parsel sayılı 9.000m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazların tamamı ile 9285 parsel sayılı 29m2 miktarlı kargir dükkanın ½ payı mirasbırakan Veli adına kayıtlı iken 25.07.2003 tarihli işlemle mirasçılarına intikalle birlikte eşi …, … ve …’in paylarını Veli’ye satış suretiyle devrettikleri, taşınmazların tamamının davalı …, davacılar … ve … adına elbirliği halinde malik olarak kayıtlı olduğu, çekişme konusu 9285 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan Veli adına kayıtlı iken 07.04.1994 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile ½ payını davalı oğlu …’ye devrettiği, dava konusu 1858 ada 12 parsel sayılı 126m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazın 11.11.1997 tarihli imar işlemi ile 1/2’şer payla davalılar adına kayıtlı olduğu, taşınmazın tedavül kayıtlarının dosya arasına alınmadığı, birleştirilen davanın konusu 9114 parsel sayılı 700m2 miktarlı bahçeli kerpiç ev nitelikli taşınmazın ise mirasbırakan Veli’ye aitken 24.04.1992 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile eşit payla davalılara devredildiği anlaşılmaktadır.
Somut olgular ve toplanan delillerden; temliklerin muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.
Ancak; dava konusu 1858 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tedavüllü tapu kayıtları getirilmeden mirasbırakan tarafından yapılan temlik belirlenmeden karar verilmiştir. Öte yandan çekişme konusu 9285 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan …’nin ½ payının mirasçılarına intikal ettiği mirasbırakan…’nin intikal eden payını davalı …’ye devrettiği ancak taşınmazın tamamının elbirliği halinde malik olarak kayıtlı olduğu sabit olup dava konusu edilen pay tespit edilmeden sonuca gidilmesi doğru değildir.
Bilindiği üzere; birleştirilen davalar birlikte görülmekle beraber ayrı dava olma özelliklerini koruduklarından her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmektedir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde hüküm kısmında isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve infaza imkân sağlayacak içerikte bulunmasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir.
O halde, her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de hatalıdır.

./..

Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-ç maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.