Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/3434 E. 2020/2661 K. 15.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3434
KARAR NO : 2020/2661
KARAR TARİHİ : 15.06.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Vakıflar İdaresi, … ada … parsel sayılı taşınmazda … oğlu …ve … oğlu …’ın pay sahibi olduklarını, … 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2002/240 Esas, 2002/338 Karar ve 19.06.2002 tarihli ilamı ile kayıt maliklerinin bulunamadığı ve bu kişileri tanıyan ya da bilen olmadığı gerekçesiyle … Defterdarının kayyım tayin edildiğini ileri sürerek, 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca gaiplik kararı verilmek suretiyle taşınmazın “… Vakfı” adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kayyım, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesindeki koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “…çekişme konusu taşınmazda pay temlikine ilişkin 30.06.1962 tarihli ve 1826 yevmiye numaralı resmi akitten “… oğlu …”ın ölü olduğu ve mirasçılarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Ölü olduğu anlaşılan kişiye kayyım tayin edilmiş olması doğru olmadığı gibi, kayyım atanmasına ve kayyımın davada yer alması sağlanarak yargılamanın sürdürülüp karar verilmiş olmasına da hukuki değer verilemez. Öte yandan olayda 6100 Sayılı HMK’nun 124. maddesinin uygulanma yeri de yoktur. Davada taraf sıfatı kamu düzenini ilgilendirip yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektirir. Hâl böyle olunca “… oğlu …” hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken anılan husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir….” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda … oğlu … hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, … oğlu …yönünden ise husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde vekalet ücretine hasren temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hâkimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Mahkemece yapılan keşif sonrasında alınan bilirkişi raporunda çekişme konusu … ada … parsel sayılı taşınmazın toplam değerinin dava tarihi itibariyle 30.000,00-TL olduğu, … oğlu …’ın 15443/17280 pay değerinin ise 26.810,76-TL olduğu anlaşılmaktadır.
Eldeki davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve yargılama sırasında yapılan keşif sonucunda dava edilen taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin saptandığı, kendisini vekille temsil ettiren kayyım … Defterdarlığı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değil ise de; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükme 5. bent olarak “Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre belirlenen 3.217,29.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine” cümlesinin eklenmesine, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, 15.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.