Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/3416 E. 2020/2973 K. 22.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3416
KARAR NO : 2020/2973
KARAR TARİHİ : 22.06.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tüm mirasçılar (tereke) adına tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan …’ın … 2. Noterliğince düzenlenen 21.12.2000 tarih ve 12103 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile 49 parsel sayılı taşınmazını oğlu …’e, 50 parsel sayılı taşınmazını ise eşi …’a vasiyet ettiğini, daha sonra 49 parsel sayılı taşınmazın muris tarafından dava dışı oğlu …’e, ondan da davalı …’e satış ile devredildiğini, 50 parsel sayılı taşınmazın muris tarafından dava dışı eşi …’a bağış suretiyle, ondan da davalı …’e satış suretiyle devredildiğini, yapılan temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali tüm mirasçılar adına tesciline (terekeye döndürülmesine) karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, muvazaanın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, mirasbırakanın terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, terekenin tüm mirasçılar tarafından temsil edilmesi gerektiği, davanın miras şirketine Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 640. maddesi uyarınca temsilci atanmadan açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1929 doğumlu mirasbırakan …’ın 06.08.2010 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı oğlu …, davalı eşi … ve davalı çocukları …, … ve …’i bıraktığı, muris tarafından dava konusu 49 ve 50 parsel sayılı taşınmazların … 2.Noterliğinin 21.12.2000 tarihli vasiyetnamesi ile davalı eşi …’a vasiyet edildiği, daha sonra 49 parsel sayılı taşınmazın 01.09.2006 tarihli işlem ile davalı oğlu …’e, ondan da davalı … …’e satış suretiyle devredildiği, ayrıca anılan vasiyetname ile dava dışı 1 ve 92 parsel sayılı taşınmazları davacı oğlu …’e, 487 ve 493 parsel sayılı taşınmazları davalı oğlu …’ya, 497 parsel sayılı taşınmazı kızı …’a, 144 parsel sayılı taşınmazı davalı oğlu …’e, 889 parsel sayılı taşınmazı ise davalı oğlu …’e vasiyet ettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK’nın 119/g maddesine göre davacı, dava dilekçesinde dayandığı hukuki sebepleri belirtmelidir. Yine 1086 sayılı HUMK’un 74. ve 76. maddeleri hükümlerine paralel düzenlemeler getiren 6100 sayılı HMK’nın 26. ve 33. maddelerine göre; olayları bildirmek ve ileri sürmek taraflara, bu kapsamda nitelemeyi yapmak ve belirlenecek hukuki nitelendirme ile ilgili olarak uygulanacak kanun hükümlerini belirlemek hâkime aittir.
Öte yandan; 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi ile “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Ne var ki, davacı tarafından dava dilekçesinde, çekişme konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile terekeye döndürülmesi dışında hangi hukuki sebebe dayanıldığı anlaşılamamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece, öncelikle yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca davacıya dayandığı hukuki sebebin açıklattırılması, davada dayanılan hukuki neden veya nedenlere göre iddiaların önem sırasıyla incelenmesi, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, dava dilekçesi açıklattırılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.