Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/3397 E. 2018/14861 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3397
KARAR NO : 2018/14861
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve terekeye iade, olmadığı takdirde tenkis davası sonunda, yerel mahkemece tenkis yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve terekeye iade, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, üçüncü kişilere ait davaya konu taşınmazların satın alma bedellerini mirasbırakan …’in ödediğini ancak yarı paylarını davalı oğlunun adına tescil ettirdiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptaliyle mirasbırakan …’in terekesine iadesine, iade kabul edilmediği takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tenkis yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, el birliği mülkiyetinin geçerli olduğu terekeye iade istekli davalarda terekeye temsilci atanması durumunda, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği ve davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, dava dışı mirasçı …’in davaya muvafakat vermemesi nedeniyle mirasbırakanın terekesine atanan temsilcinin 23.09.2013 günlü duruşmaya katıldığı, sonraki duruşmalara katılmadığı gibi mazeret de bildirmediği, ayrıca davayı takip eden avukata tereke temsilcisi sıfatıyla vekaletname de vermediği; temsilcinin katılmadığı duruşmalara gelen davalı vekilinin de 6100 sayılı HMK’nın 150/2. maddesi çerçevesinde, duruşmaya gelmeyen tarafın yokluğunda davaya devam edilmesi yönünde bir talepte bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nın 150. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken işin esası bakımından yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.