Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/3208 E. 2019/5712 K. 06.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3208
KARAR NO : 2019/5712
KARAR TARİHİ : 06.11.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ … HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakanları …’ın başka davada avukatı olan davalının davaya konu taşınmazları üzerine geçirdiğini, işlemin ehliyetsizlik, hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenleriyle geçersiz bulunduğunu ileri sürerek tapu iptali- tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacıların mirasbırakanın kendi iradesiyle taşınmazları devrettiğini, dava açma süresinin de geçtiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen mahkeme kararına karşı davalının yaptığı istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince değişik gerekçe ile esastan reddedilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.10.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asil davalı … geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar … vd. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36.994.12 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06.11.2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, Avukatlık ücret sözleşmesinin geçersiz olduğu gedrekçesiyle tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
Davacıların murisi, davalı ile başka bir dosya için avukatlık sözleşmesi yapmış, yapılan yargılama sonucu davanın, davacı lehine sonuçlanması üzerine taşınmazlar davacı adına tescil edilmiş, bir gün sonra da tapuda davaya konu taşınmazlar davalı adına bizzat vekil eden …’in katılımı ile davalı adına tescil edilmiştir.
Bu tescilden yaklaşık üç ay sonra murisin ölümü üzerine mirasçıları tarafından, söz konusu tescilin dayanağı avukatlık ücret sözleşmesinin Avukatlık Kanunu 164. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle eldeki somut dava açılmıştır.
Bilindiği üzere Avukatlık Kanunu 164.m. ile dava konusu taşınmazın bir kısmının ücret olarak kararlaştırılması yasaklanmıştır.
Dava konusu taşınmazların tescil sebebi tapuda satış olarak gözükmektedir. Ne var ki bu tescilin asıl sebebinin söz konusu ücret sözleşmesi olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Tartışılması gereken husus, söz konusu ücret sözleşmesinin geçerli olup olmadığı hususudur. Öncelikle bu sözleşme ile, avukatlık ücreti 500.000TL olarak kararlaştırılmış, devam eden açıklamalar ise bu ücretin ifasının nasıl yapılacağına ilişkin olarak düzenlenmiştir.
Davacıların murisi … bu sözleşme gereğince taşınmazları davalıya devretmese idi ücret alacaklısı avukatın bu sözleşme gereğince tapu iptal tescil talebi mümkün olmayacak ancak ücreti isteyebilecekti. Bir başka ifade ile, davacıların murisi … bu sözleşmenin geçersizliğine karar verilmesini talep etsiydi taşınmazlara ilişkin hükümlerin iptal edileceği de açıktır.
Buradan hareketle, çözümlenmesi gereken bir başka husus ise geçersiz sözleşmenin rızaen ifası halinde geçersizliğinden bahisle yapılan işlemin iptalinin istenip istenmeyeceğidir.
Bilindiği üzere 1987/2E, 1988/2 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 30.9.1988 sayılı içtihadı ile geçersiz sözleşmenin ifa edilmesi halinde bu sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etmenin Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine açıkça aykırılık oluşturacağı kararlaştırılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle öncelikle muris Mehmet ile davalı avukat arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesinin geçerli olduğu, geçerli olmasa dahi ifa edilmesi nedeniyle bu sözleşmeden dönmenin TMK 2. maddesinde düzenlenen objektif iyi niyet kuralı ile bağdaşmayacağı, bu nedenle davanın kabulüne ilişkin kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.