Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/2977 E. 2020/3402 K. 02.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2977
KARAR NO : 2020/3402
KARAR TARİHİ : 02.07.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Maliye Hazinesi, davalı … Belediyesi ve davalı … tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, kadastral parselin ihyası isteğine ilişkindir.
Davacılar, … parsel (eski …), … parsel (eski …), … parsel, … (eski …), …, …, …, … parsel sayılı taşınmazların, … Büyükşehir Belediyesinin 06.04.2006 tarih 155 sayılı Encümen kararıyla 3194 Sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereğince şuyulandırılmasına karar verildiğini, anılan işlemin iptali için idare mahkemesinde açılan dava devam ederken 04.01.2007 tarihinde … Büyükşehir Belediyesinin tapuya başvurarak taşınmazları şuyulandırma işlemine uygun olarak tescil ettirdiğini, idare mahkemesince şuyulandırma işleminin iptaline karar verilmekle tescilin hukuki dayanağı kalmadığını, davalı idarenin mahkeme kararını uygulamadığını ve taşınmazları eski haline getirmediğini ileri sürerek kadastral duruma dönülmesini istemişlerdir.
Bir kısım davalı davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne dair verilen karar Dairece, “… Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda taraf teşkili sağlanarak kadastral parsellerin ihyasına karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, kabul kapsamına alınan … ada …, … ada …, … ada …, … ada …, … ada …, … ada …, … ada …, … ada …., … ada … ve … ada … parsel sayılı taşınmazlarda davacılar ile birlikte bir kısım davalılar da kayden malik olduklarına göre davacıların payları oranında eski kadastral mülkiyete dönülmesine karar verildiği gözetildiğinde, davacıların payları dışındaki diğer payların imar parsellerinde bırakılması, aynı taşınmazın mülkiyeti yönünden bir kısım paylar imar payı bir kısmı ise kadastral pay olarak kalacaktır ki, böyle bir mülkiyet durumu oluşturulması ise kararı infaza elverişsiz hale getirecektir. Bir başka ifade ile payların bir kısmı geçerli bir bölümü ise yolsuz tescil olarak kalacaktır. Bunun ise kamu düzeniyle ilgili tapu sicillerinin tutulması ilkesine bu arada dolu pafta sistemine aykırılık oluşturacağı kuşkusuzdur.Öte yandan, iddianın ileri sürülüş biçimi ve niteliğine göre istek doğrudan mülkiyete ilişkin olmayıp sicil kaydının düzeltilmesine yöneliktir. Bu durumda maktu harç ve avukatlık ücreti tayin ve takdiri gerekirken nispi olarak belirlenmiş olması da isabetli değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu kadastral parsellerin Belediye tarafından imar uygulamasına tabi tutulduğu, idari yargıda açılan davalarda imar işleminin iptaline hükmedildiği, iptal kararlarına uygun biçimde geri dönüşümün sağlanması için Belediye Encümenince karar alınıp çalışmaların sonuçlandırıldığı ve tapu müdürlüğüne gönderildiği, ancak Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün görüşü doğrultusunda bu talebin karşılanamayacağının bildirildiği, böylece idari yoldan geri dönüşümün sağlanma olanağının kalmadığı, eldeki davanın kabulüne dair verilen kararın Dairece, davacıların payları dışındaki diğer payların imar parsellerinde bırakılmasının kararı infazı elverişsiz hale getireceğine, maktu harç ve avukatlık ücretine hükmedilmesi gereğine işaret edilerek bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının tamamen iptal edilerek davacıların imar öncesi payları oranında davacılar adına dönüştürülmesine, davacıların payları çıktıktan sonra kalan yeni tapu kaydı oluşturulmasına şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağı ve mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu belirtilmelidir.
Ne var ki; mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma sonrası, “davacıların payları çıktıktan sonra kalan yeni tapu kaydı oluşturulmasına” şeklinde kurulan hükmün infazı kabil bir karar olduğundan söz edilemez.
Öte yandan, 20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine eklenen 19. fıkra hükmünde; “Bu madde kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değeri ödenir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bozma ilamından sonra yürürlüğe giren anılan kanun hükmünün değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi zorunludur.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen yasal düzenleme uyarınca değerlendirme yapılmak ve bozma ile belirtilen hususlar da gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir. Davalı Maliye Hazinesi, davalı … Belediyesi ile davalı … Belediyesinin değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.