Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/2898 E. 2017/4162 K. 11.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2898
KARAR NO : 2017/4162
KARAR TARİHİ : 11.09.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi … ‘ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, 5335 sayılı kanunun 32.maddesinin 1.fıkrası gereği 09.11.2006 tarih 26341 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “… Genel Müdürlüğü’ne ait Taşınmazların Satışı ve Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine istinaden kuruluşa ait bir kısım ihtiyaç fazlası taşınmazlar belirlenerek satışına karar verildiğini,bu doğrultuda 790 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 12.04.2007 tarihinde yapılan ihale sonucu 20.000TL bedelle davalıya satılarak devredildiğini,yönetmeliğe dayanak olan 5335 Sayılı Kanunun 32/1 maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 13.01.2011 tarih 2008/13E ve 2011/14K sayılı kararı ile iptal edildiğini, buna istinaden taşınmazların satışına yönelik yönetmeliğin de yürürlükten kaldırılarak Danıştay 13.Dairesi’nin 26.04.2011 tarih 2007/5183 Esas 2011/1862 Karar sayılı ilamı ile taşınmaz satış ihalesinin iptal edildiğini, davalının çekişme konusu taşınmazı satış bedeli üzerinden iade etmeyi kabul etmediğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile … adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişme konusu taşınmazın mülkiyetini iptal kararından önce kazandığını ve Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, Anayasa Mahkemesi’ince verilmiş iptal kararlarının geçmişe dönük olarak uygulanmasının mümkün olmadığı, iptal kararından önce davalının çekişme konusu taşınmazın mülkiyetini kazandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden ; 5335 Sayılı Kanun’un 32/1 maddesi gereğince düzenlenen … Genel Müdürlüğü’ne ait Taşınmazların Satışı ve Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince davacı kuruluşa ait işletmecilik fazlası taşınmazların satılmasına karar verildiği,bu kapsamda çekişme konusu taşınmazın davalıya 12.04.2007 tarihinde yapılan ihale sonucu 20.000TL bedelle satılarak devredildiği, dava dışı … sendikasının anılan yönetmelik ve ihalenin iptali istemiyle Danıştay’a dava açtığı, 5335 sayılı Kanunu’nun 32/1 maddesinin Anayasa’nın 47. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nin 13.01.2011 tarih 2008/13E ve 2011/14K sayılı kararı ile iptal edildiği,bu kanuna dayanılarak çıkarılan … Genel Müdürlüğü’ne ait Taşınmazların Satışı ve Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik’in 31.12.2010 tarih ve 27802 sayılı Remi Gazete’de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti … İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne Ait Taşınmaz Kira Yönetmeliği’nin 76.maddesi ile tamamıyla yürürlükten kaldırıldığı, dava dışı … sendikasının yönetmelik ve ihalenin iptali istemiyle Danıştay’a açtığı davanın Danıştay 13.Dairesi’nin 26.04.2011 tarih 2007/5183E ve 2011/1862K sayılı ilamı ile iptali istenen yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığı gerekçesiyle iptal istemiyle ilgili konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, dayanak kanunun Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesi nedeniyle yasal dayanağı kalmayan bu nedenle hukuka aykırı bulunan yönetmelik uyarınca yapılan ihalenin de hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle ihalenin de iptaline karar verildiği,verilen kararın 15/02/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği(aleniliği), diğeri Hazine’nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur.
Somut olayda, davalı adına oluşan sicil kaydının hukuki dayanağı ihale olup, bu da iptal edilmiştir. İhalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve TMK’nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği sabittir.
Hal böyle olunca, davalı adına tesis edilmiş olan sicil kaydının ihalenin feshiyle yolsuz tescil durumuna düştüğü gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; 5335 sayılı Yasa’nın 32/1. maddesinin iptal edildiği ve iptal kararının geriye yürümeyeceği gerekçesi ile davanın reddi isabetsizdir.
Davacı idarenin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün ( 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. Maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.