Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/2373 E. 2020/2744 K. 17.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2373
KARAR NO : 2020/2744
KARAR TARİHİ : 17.06.2020

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, mirasbırakanları …’ün maliki olduğu 16 ada 13 parsel sayılı taşınmazını dava dışı …’ı; 451 parsel sayılı taşınmazı ise dava dışı …’ı ara malik olarak kullanmak suretiyle ikinci eşi olan davalı …’e satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, …’in mirasbırakandan gelen 451 parsel sayılı taşınmazı bedeli karşılığında dava dışı …ya devrettiğini, 16 ada 13 parsel sayılı taşınmazın muvazaalı da olsa temliki ile mirasbırakanın …1. Noterliğince düzenlenen 03.12.1993 tarihli 12203 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin belirtilen taşınmaza ilişkin kısmından rücu etmiş olup iptalinin gerektiğini ileri sürerek 16 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, 451 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanın ölüm tarihindeki değerinin miraspaylarına isabet edecek bedelden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her biri için 2.000,00’er TL olmak üzere toplam 14.000,00 TL maddi tazminatın mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den tahsilini, vasiyetnamenin 16 ada 13 parsel sayılı taşınmaz ve üzerindeki ev ile ilgili kısmının iptalini, mümkün olmazsa tenkisini istemişlerdir. Islahla 451 parsel sayılı taşınmaz yönünden her biri için ayrı ayrı 44.914,77 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmişlerdir.Davalılar, hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresi itirazında bulunmuşlar, davanın davalı …’le hiçbir ilgisinin olmadığını, ona karşı husumet yöneltilemeyeceğini, mirasbırakan tarafından yapılan temliklerde muvazaanın bulunmadığını, davalı …’in alım gücünün olduğunu, ölümünden önceki 6 yılını yatalak geçiren mirasbırakanın bakım, gözetim ve tedavisini yaptığını, kaldı ki mirasbırakanın davacılara da devamlı destekte bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı … yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı … yönünden ise muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil ile tazminat isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, tazminat, vasiyetnamenin iptali terditli olarak tenkis isteğine ilişkindir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur. Davalılar vekilinin esasa yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.Davalıların sair temyiz itirazlarına gelince,Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.Davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacıların miras payları oranında adlarına tesciline ve kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, infaz aşamasında davalı yönünden hükmen kayıt oluşturacak şekilde davalı payı yönünden yeniden tescil hükmü kurulması hatalıdır.Öte yandan Davalı … yönünden davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmadığı gibi adı geçen lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da doğru değildir. Ne var ki; bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; mahkeme kararının hüküm kısmının 1. bendinde yer alan “1-Davanın davalı … bakımından husumetten” ifadesinin, 1-A bendinde yer alan “1-A- Dava konusu … ili … ilçesi …Mahallesi 16 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 6/88 hisse oranı ile davacı … (…), 6/88 hisse oranı ile davacı … (…), 6/88 hisse oranı ile davacı … (…),6/88 hisse oranı ile davacı … (…),6/88 hisse oranı ile davacı … (…),6/88 hisse oranı ile davacı …(…),6/88 hisse oranı ile davacı … (…),46/88 hisse oranı ile davalı … (…)adına tapuya kayıt ve tesciline,” cümlesinin ve 2. bendinde yer alan “2-Davalı … hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” cümlesinin tamamen hükümden çıkartılmasına ve yerine;1. bent olarak; “Davalı … bakımından davanın esastan reddine,”
1-A bent olarak; “… ili, … ilçesi, …r Mahallesi, 16 ada 13 parsel sayılı taşınmazın davalı … adına olan tapu kaydının … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/825 Esas – 2014/870 Karar sayılı 24.12.2014 tarihli veraset ilamındaki davacıların miras payları oranında iptali ile bu paylar oranında davacıların adlarına tesciline, kalan payın davalı … üzerinde bırakılmasına,”2. bent olarak; “Karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine,” cümlelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.