Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/2277 E. 2019/3428 K. 28.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2277
KARAR NO : 2019/3428
KARAR TARİHİ : 28.05.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ … HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın 102 m2 yönünden kabulüne karar verilmiş, anılan kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından davalının tarafın istinaf talebinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 28.05.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı … gelmedi temyiz edilen davacılar vekili Avukat … geldi duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve asılın sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları …’in … ada … parsel sayılı taşınmazı 06.04.2001 tarihinde dava dışı …’a, adı geçenin de 19.10.2001 tarihinde davalı kardeşlerine satış suretiyle devrettiğini, temliklerin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazdaki mirasbırakanları …’ten kendilerine intikal edecek olan payların tapu kaydının iptaline ve miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini
istemişler, aşamada mirasbırakanın dava konusu … sayılı parselin imar öncesi geldisi olan … ada … parsel sayılı taşınmazdaki ½ payının devrinin de mal kaçırma amaçlı olduğunu ve taşınmazdaki binanın mirasbırakan tarafından yapıldığını belirterek isteklerinin taşınmazın tamamına yönelik olduğu konusunda davalarını ıslah etmişlerdir.
Davalı, devirlerin muvazaalı olmadığını, dava dilekçesinde mirasbırakanın dava dışı …’e devrettiği payın dava konusu edildiğini, ıslah dilekçesi ile mirasbırakanın doğrudan kendisine devrettiği payın dava konusu edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın 102 m2 yönünden kabulüne karar verilmiş, anılan kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından davalının istinaf talebinin harç ve vekalet ücreti yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu … ada … parsel sayılı taşınmazın şuyulandırma öncesi geldisi olan … ada … parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan … tam malik iken ½ payını üzerinde tutarak kalan ½ payını 11.08.1982 tarihinde davalı …’ye satış suretiyle devrettiği, imar sonrası … sayılı parselin 51/184’er payın davalı … ile muris adına, 82/184 payın ise dava dışı … Belediyesi adına tescil edildiği, mirasbırakan …’in taşınmazdaki 51/184 payını 06.04.2001 tarihinde dava dışı …’e, adı geçenin de bu payı 19.10.2001 tarihinde davalıya temlik ettiği, davalının ayrıca 11.06.1999 tarihinde dava dışı … Belediyesi adına kayıtlı 82/184 payı da temellük ederek çekişme konusu taşınmazda tam malik olduğu, mirasbırakan …’in 14.04.2011 tarihinde öldüğü ve geriye davacı kızları …, … ve … ile davalı oğlu Remzi’nin kaldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle mirasbırakanın davalıya doğrudan ve ara malik kullanarak yaptığı temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının işin esasına ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince;
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Somut olaya gelince, mahkemece iptal-tescil hükmü infaza elverişli olmayacak biçimde m2 üzerinden kurulmuştur.
Hâl böyle olunca, davacıların payları oranında istekte bulundukları gözetilerek mirasbırakanın temlik ettiği paylar üzerinden hüküm kurulması gerekirken değinilen husus gözardı edilerek m2 üzerinden hüküm tesisi doğru değildir.
Davalının bu yöne ilişkin temyiz temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2.maddesi gereğince dosyanın kararı veren … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.