Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/2238 E. 2020/2745 K. 17.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2238
KARAR NO : 2020/2745
KARAR TARİHİ : 17.06.2020

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, asıl davada mirasbırakan babaları …’ın maliki olduğu 12 parça taşınmazını dava dışı …’ı ara malik olarak kullanmak suretiyle davalılara satış suretiyle devrettiğini, davalıların da bu taşınmazlardan 5707 (toplulaştırma sonrası 101 ada 3 parsel) parsel sayılı taşınmaz haricindeki taşınmazları üçüncü kişilere devrettiklerini, davalılara yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, 5707 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miraspayları oranında adlarına tesciline, diğer taşınmazlar bakımından şimdilik 60.000,00 TL tazminata karar verilmesini istemişler, birleştirilen davada, asıl davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttukları 11 parça taşınmaz yönünden miraspaylarına isabet eden 279.118,64 TL’den geriye kalan 219.118,64 TL’nin asıl dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemişlerdir.Davalılar, çekişme konusu 5707 parsel sayılı taşınmaz bakımından davayı kabul ettiklerini, diğer taşınmazlar bakımından temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.5707 parsel (toplulaştırma sonrası 101 ada 3 parsel) sayılı taşınmaz bakımından kabul nedeniyle davanın kabulüne, diğer parseller bakımından muvazaa olgusunun ispatlanamadığı gerekçesiyle tazminat isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “O halde; yukarıda belirtilen ilke ve olgular birlikte değerlendirildiğinde, diğer taşınmazlar bakımından da davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş olup, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, bir kısım parseller açısından tazminat, birleştirilen dava ise tazminat isteklerine ilişkin olup mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiş olması doğrudur. Davalıların işin esasına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.Davalıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değerinin, çekişme konusu taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların paylarına isabet eden değer olduğu kuşkusuzdur.Somut olayda; asıl davada, davacıların miras payına isabet eden ve harcı tamamlanan değer 65.000,00 TL olup, bu değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, asıl davada yerel mahkeme kararının hükmün 1. fıkrasının e bendindeki ” 10.022,18 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine ”7.500,00 TL” ibaresinin yazılmasına, davalılar vekilinin bu yöne ilişkin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.