Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/222 E. 2020/2045 K. 02.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/222
KARAR NO : 2020/2045
KARAR TARİHİ : 02.06.2020

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve mirasçılar adına tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakan babası …’un maliki olduğu 1583 ve 1586 parsel sayılı taşınmazlarını davalı eski gelinine satış suretiyle devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan … mirasçıları adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.Davalı, davaya cevap vermemiş, aşamada satış işleminin gerçek olduğunu, mirasbırakan ve eşinin bakımı ile ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan …’un maliki olduğu 1583 ve 1586 parsel sayılı taşınmazlarını 08.06.1993 tarihinde davacı oğlu …’nın eski eşi davalı …’a satış suretiyle temlik ettiği, 1922 doğumlu murisin 13.09.2012 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak ilk eşi …’den olma davacı oğu …, dava dışı çocukları …, …, …, … ile ikinci eşi …’in mirasçı olarak kaldığı, dava dışı mirasçılardan …, …, … ve …’ün 16.06.2014 tarihli tevsikli dilekçe ile davaya olur verdikleri, dava dışı mirasçılardan…’ün … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/915 Esas, 2013/140 Karar sayılı kararı ile kısıtlanarak davalı …’ın vasi tayin edildiği, davalı ile davaya olur veren dava dışı mirasçı … arasında menfaat çatışması bulunması nedeniyle … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/55 Esas, 2015/280 Karar sayılı kararı ile eldeki davada mirasçı…’ü temsil etmek üzere …’ın temsil kayyımı olarak atandığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 701 ila 703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK’nin 701. maddesinde (…Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
TMK’nin 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir (11.10.1982 tarihli 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı). Nitekim, bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir. Somut olayda; mirasbırakan …’un ölüm tarihi itibarıyla terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olup davacı tarafından tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına tescile karar verilmesi istenildiği halde mirasbırakan Halil’in tüm mirasçılarının davada yer almaları sağlanmayıp usulüne uygun taraf teşkili yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mirasbırakan …’un ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davaya katılmayan mirasçılarının bulunduğu gözetilerek, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması (mirasçı …’e eldeki davada temsil edilmek üzere kayyım atandığı da dikkate alınarak) ya da miras şirketine TMK’nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.Davalının, değinilen nedenden ötürü yerinde bulunan temyiz itirazının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.