Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/1827 E. 2017/2527 K. 11.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1827
KARAR NO : 2017/2527
KARAR TARİHİ : 11.05.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacılar, davalı ile müşterek mirasbırakanları …’ın terekesine dahil olan dava konusu 18 parselde kayıtlı 12 nolu bağımsız bölüm, … plakalı araç ile 343 ada 39 parsel üzerinde yer alan işyerinde bulunan iş makinesi ve kantarın davalı tarafından rızaları olmaksızın kullanıldığını ileri sürerek murisin ölüm tarihi olan 08.08.2010 tarihinden dava tarihine kadar toplam 10.000,00 TL ecrimisilin faiziyle birlikte tahsilini istemişlerdir.
Davalı, mirabırakanın vefatından sonra aralarında yapılan feragatnameler ile davacıların, işyerinin üzerindeki hak ve hisselerinin tamamından lehine feragat ettiklerini, işyerinde bulunan alet ve edavatın işyerinin bütünleyici parçası olduğunu, diğer dava konusu bağımsız bölüm ve aracın ise kendisinin kullanımında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davaya konu taşınırların bulunduğu işyerinin terekeye dahil olmadığı, dava konusu bağımsız bölümün taraflarca ortak kullanıldığı, aracın ise murisin ölümünden sonra kullananın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, muris …’ın 08.08.2010 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak davanın taraflarının kaldığı, geri çevirme sonrası getirtilen … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/6 Tereke- 44 Karar sayılı dosyasında, kesinleşen 21.07.2011 tarihli ilam ile murisin terekesine Av. …’nun tereke temsilcisi olarak atandığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasıyla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Bu gibi durumlar da, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir.
Taraf ehliyeti, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece re’sen nazara alınabilecektir.
Somut olayda, terekede yer alan çekişme konusu hakların idaresi yargılama sırasında tereke temsilcisine geçmekle, buna bağlı olarak da mirasçıların davayı takip yetkisinin ortadan kalktığı açıktır.
Hal böyle olunca, yargılamaya tereke temsilcisinin katılımı sağlanarak devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.