Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/1733 E. 2017/2173 K. 26.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1733
KARAR NO : 2017/2173
KARAR TARİHİ : 26.04.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın usûlden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2005/1 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davasında 109 ada 3 ve 4, 104 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 13, 14, 15, 16 ve 108 ada 4 parsellerde paydaş olan ”…” ve ”… oğlu…nin tapu kaydında soyadlarının olmaması nedeniyle, kaydın düzeltilmesi için kendisine yetki verildiğini ileri sürerek tapu kaydının nüfus kaydına uygun olarak ”…” ve ”…” olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, idari başvuru yollarının tüketilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının tapu kaydındaki yanlışlığın düzeltilmesi amacıyla dava açmadan önce 20.05.2015 tarihinde … Tapu Sicili Müdürlüğüne başvurduğu, anılan tapu müdürlüğünün 02.06.2015 tarihli kararı ile davacının düzeltme isteğinin, çekişme konusu taşınmazlarda tedbir şerhi bulunduğundan işlem yapılamayacağı gerekçesiyle reddedildiği, davacının itiraz yoluna başvurmaması üzerine red kararının kesinleştiği ve eldeki davanın açıldığı kayden sabittir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Bakanlar Kurulunun 27.07.2013 tarih ve 2013/5150 sayılı kararı ile kabul edilerek 17.08.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesinde ‘’ (1) Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine;
a) Senetsizden tespitlerde; nüfus kayıt örneği ve taşınmazın bulunduğu belediye veya muhtarlıktan alınacak fotoğraflıilmühaber,
b) Kayda dayalı tespitlerde; dayanağı kayıt ve belgeler, incelenmek ve gerektiğinde tanık ve varsa tespit bilirkişileri dinlemek ve zeminde inceleme yapmak suretiyle istemin gerçek hak sahibinden geldiği belirlenirse, istem yevmiye defterine kaydedilerek düzeltilir.
(2) Zeminde inceleme, kadastro müdürlüğü teknik personeli ile birlikte yapılır ve inceleme neticesinde teknik rapor düzenlenir. Zeminde incelemede, komşu parsel malikleri, muhtar ve diğer ilgililer dinlenir; vergi kaydı ve diğer her türlü bilgi ve belgeden yararlanılır.
(3) Tapu sicilindeki bilgilerin güncellenmesi ve eksikliklerin giderilmesinde de yukarıdaki fıkralar uygulanır.
(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur. ‘’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda anılan Tüzüğün 75/4. maddesinde düzenlendiği üzere, tapu kaydında düzeltim istemli bir dava açmadan evvel müdürlüklere başvuru yapılması zorunlu tutulmuş ise de, bu zorunluluğun müdürlüğün verdiği kararlara karşı itiraz yollarının tüketilmesi aşamasını kapsamadığı ortadadır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.11.2016 tarih 2015/1-3648 Esas, 2016/1073 Karar sayılı ilamı da bu yönde olup, dosyada mevcut red kararı bulunmasının yeterli olduğu kanaat edilmiştir.
Somut olaya bakıldığında, davacının tapu müdürlüğüne başvurduğu ve fakat itiraz yoluna başvurmadan dava açtığı anlaşılmakla, davacının başvuru zorunluluğunu yerine getirdiğinden bahisle işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesi hatalıdır.
Öte yandan, çekişme konusu taşınmazların 05.04.2012 tarihli yenileme işlemi ile oluştuğu, dosya içerisinde sadece çap kayıtlarının bulunduğu, 104 ada 2 parsel sayılı taşınmazın dava dışı 3. kişiler adına kayıtlı olduğu, 108 ada 3 parselin ise dava konusu edilmeyip 108 ada 4 parselin çekişme konusu olduğu anlaşılmakla, taşınmazların dayanak kayıtlarının ve tüm tedavül kayıtlarının dosya arasına alınmaması da doğru değildir.
Hal böyle olunca, 109 ada 3 ve 4, 104 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 13, 14, 15, 16 ve 108 ada 4 parsel sayılı taşınmazların ilk tesisinden itibaren tüm tedavül tapu kayıtlarının Tapu Müdürlüğünden getirtilmesi, toplanan ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.