Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/1695 E. 2017/2202 K. 27.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1695
KARAR NO : 2017/2202
KARAR TARİHİ : 27.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, kesinleşmiş cebri ihale sonucu satın alınan taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ile eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden; davaya konu 575 sayılı parselin 3/24 ve 823 sayılı parselin 700/15400 oranındaki payları davalı … adına kayıtlı iken; davacı … tarafından davalı …’ten olan alacağının tahsili için başlatılan icra takibi sırasında söz konusu 2 parça taşınmazdaki davalı borçluya ait payların cebri ihale suretiyle davacı alacaklıya ihale edildiği, 18.11.1988 tarihli ihalelerin, ihalenin feshine yönelik şikayet yoluna başvurulmadan kesinleştiği, nitekim, sözü edilen ihalelerin kesinleştiği hususunun talimat icra dairesi tarafından esas takibin yapıldığı icra müdürlüğüne 02.12.1988 tarihinde bildirildiği, bilahare, talimat icra dairesi tarafından İmamoğlu Tapu Müdürlüğü’ne gönderilen 23.01.1989 günlü yazı ile de; çekişmeli 575 ve 823 sayılı parsellerde hacizli borçlu paylarının yapılan ihalelerde alacaklı …’ya satılması nedeniyle ihale şerhinin taşınmazların kayıtlarına konulmasının istenildiği, aynı yazıda, ihale konusu taşınmazlara ait satış vesikalarının da gönderileceğinin bildirildiği, ancak icra müdürlüğünce taşınmaz paylarının ihale alıcısı … adına tescil edilmesi için tapuya müzekkere yazılmadığı, davacı …’nın 12.03.2009 tarihli tescil talepli başvurusu üzerine İmamoğlu Tapu Müdürlüğü’nce verilen 18.03.2009 günlü cevabi yazıda; icra müdürlüğünce tescil için gönderileceği belirtilen satış vesikalarının gönderilmediğinden bahisle tescil isteminin yerine getirilemediğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan yoldan sonuç alamayan davacı, eldeki davayı açarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Somut olayda, yapılan ihalelerde davacının Türk Medeni Kanunu’nun 705/2. maddesi uyarınca taşınmazlardaki payların mülkiyetini tescilden önce kazandığı, böylece sicildeki mevcut kaydın asıl mülkiyet durumunu yansıtmadığı kuşkusuzdur. Bir başka ifade ile; çekişme konusu taşınmaz paylarının mülkiyetlerinin cebri ihale neticesinde davacıya geçmesiyle davalı …’i malik gösteren kayıtların yolsuz hale geldiği açıktır. Zira,TMK.’nun 705/2. maddesinde;miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyetin tescilden önce kazanılacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, TMK.’nun 716/2. maddesinde ”Bir taşınmazın mülkiyetini işgal, miras, kamulaştırma, cebri icra veya mahkeme kararına dayanarak kazanan kişi tescili doğrudan doğruya yaptırabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, icra ihalesi yolu ile TMK.’nun 705/2. maddesi uyarınca mülkiyet tescilden önce kazanıldığı halde ,gerek İİK.’nun 135. maddesi hükmü doğrultusunda icra müdürlüğünce ihale alıcısı adına tescil için tapuya müzekkere gönderilmemesi ve gerekse; tapu müdürlüğünce, alıcı tarafından yapılan tescil talepli başvurunun yerine getirilmemesi suretiyle mülkiyet durumunun idarece sicile yansıtılmadığı gözetildiğinde, TMK.’nun 716/2. maddesi gereğince, mahkemeden de mülkiyetin naklinin talep edilmesi olanaklıdır. Ayrıca, bir şeye temellük (mülk edinme) hakkını iktisap etmiş olan kimsenin herhangi bir nedenle mülkiyet hakkının sicile yansıtılmasını başaramamış olması halinde dava yoluyla mahkemeden tescilini isteme hakkına engel yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davacı ihale alıcısının mülkiyet hakkının çekişmeye konu 575 sayılı parselin 3/24 ve 823 sayılı parselin 700/15400 oranındaki paylarına yansıtılması amacıyla açtığı tapu iptal ve tescil isteğinin yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve ilkeler uyarınca kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.