Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/1686 E. 2020/2801 K. 17.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1686
KARAR NO : 2020/2801
KARAR TARİHİ : 17.06.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar … ve … vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları …’in mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla 360 ada 14 parsel sayılı taşınmazını davalılardan …’e, 359 ada 9 parsel sayılı taşınmazını gelini olan davalı …’ye temlik ettiğini, …’nin 359 ada 9 parseli oğlu olan davalı …’e, davalı …’in 360 ada 14 parseldeki ½ payı davalılardan …’ye, kalan 1/2 payı da davalı …’a devrettiğini, tüm temliklerin muvazalı olduğunu ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı …, mirasbırakanın maaşının iptal edildiğini ve önceden ödenenlerin de iadesinin istendiğini, taşınmazın bu nedenle satışa çıkarıldığını, bedelini ödeyerek taşınmazı … ile birlikte aldıklarını; davalı …, mirasbırakanın mal kaçırmasının söz konusu olmadığını, taşınmaz bedelini ödediğini; davalı …, mirasbırakanın maaş borcundan dolayı devir yaptığını, muvazaa ve bedelsizliğin söz konusu olmadığını; davalılar … ve …, tüm temliklerin gerçek satış olduğunu, muvazaanın bulunmadığını, 359 ada 9 parsel üzerine bina inşa ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, temliklerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan …’in 08.08.2013 tarihinde öldüğü, geride davacı oğlu … ve 1990 yılında ölen oğlu …’den olma davacı torunu … ile davalı oğlu … ve 2007 yılında ölen oğlu …’den olma dava dışı torunları … ve … ile dava dışı oğlu …’in mirasçı olarak kaldığı, davalılardan …’nin …’in eski eşi, …’in ise …’in oğlu, …’nin de … ve …’in annesi olduğu; mirasbırakanın maliki olduğu dava konusu 360 ada 14 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını intifa hakkı üzerinde kalacak şekilde 27.06.1994 tarihinde davalı …’ya, …’in de 31.05.2007 tarihinde davalı …’ye; kalan ½ payını da intifa hakkı üzerinde kalacak şekilde 05.07.1994 tarihinde davalı oğlu …’a satış suretiyle devrettiği; mirasbırakanın paydaşı olduğu 359 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payının tamamını 27.06.1994 tarihinde eski gelini olan davalı …’ye, …’nin de 17.06.2010 tarihinde aynı payı oğlu olan davalı …’e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu 359 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı, davalı …’nin oğlu olan davalı …’in de muvazaa olgusunu bilen ya da bilebilecek konumda olduğu, 4721 sayılı TMK’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bir kısım davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Bir kısım davalıların diğer temyiz itirazına gelince;
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri, çekişme konusu taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların payına isabet eden değer olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesi uyarınca, davada haksız çıkan ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davalıların adlarına kayıtlı taşınmazlar bakımından belirlenen dava değeri üzerinden, harç, yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden ayrı ayrı, aynı muvazaalı işlemin tarafı olan davalıların ise müteselsilen sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
Hal böyle olunca, 359 ada 9 parseldeki ½ payın devri yönünden taşınmazın keşfen saptanan ve davacıların miras payına isabet eden değeri üzerinden davalılar … ve … mütelsilen sorumlu tutulmak suretiyle ayrı harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine (yargılama aşamasında yatırılan tamamlama harcı dikkate alınarak), diğer davalılar ise kararı temyiz etmediğinden onlar yönünden vekalet ücreti bakımından kazanılmış hak oluşacağı gözetilerek ayrı harç, yargılama gideri ve yargılama giderinden sayılan vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmamasına rağmen tüm davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak tek harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.
Bir kısım davalılar … ve … vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden bir kısım davalılar … ve …’e geri verilmesine, 17.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.