Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/1685 E. 2020/2803 K. 17.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1685
KARAR NO : 2020/2803
KARAR TARİHİ : 17.06.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ile ihbar olunan PTT vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. Davacı, …’in …7.İcra Müdürlüğünün 2008/16543 sayılı dosyası ile aleyhinde takip başlattığını ve 5651 parseldaki 1 nolu bağımsız bölümün satışına karar verildiğini, yapılan ihale ile taşınmazın davalı …’a devredildiğini ancak …1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/140 Esas sayılı dosyasında ihalenin feshine karar verildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline olmadığı takdirde şimdilik 60.000TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı …, dava konusu taşınmazın maliki olmadığını ve davanın yetkisiz mahkemede açıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, aşamada 02.04.2014 havale tarihli dilekçe ile ihalenin feshine neden olan usulsüz tebligatın yapılmasında kendisine kusur atfedilemeyeceğini bildirerek … ile PTT AŞ’ye ve …’e davanın ihbar edilmesini talep etmiştir.
İhbar olunanlar, iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuşlar, … davaya cevap vermemiştir. … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisizlik kararı vermesi üzerine … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi de karşı yetkisizlik kararı vermiş ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2015/9244 Esas, 2015/11444 Karar sayılı kararı ile taşınmazın bulunduğu yer olan … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda mahkemece, dava kayıt malikine yöneltilmediğinden tapu iptal ve tescil isteminin reddine, zararın memurun Tebligat Tüzüğünün 28. maddesine aykırı bir şekilde hatalı tebligat yapmasından kaynaklanması sebebiyle ihbar olunan PTT yönünden bedel isteminin kısmen kabulü ile kısmen reddine karar karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; … 7. İcra Müdürlüğünün 2008/16543 Esas sayılı takip dosyası ve … İcra Müdürlüğünün 2009/932 Talimat sayılı takip dosyasında alacaklının …, borçlunun davacı … olduğu, … 7. İcra Müdürlüğünden taleple dava konusu 5651 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün satışına esas olmak üzere kıymet takdiri raporu düzenlendiği, kıymet takdiri raporunda taşınmaz için 60.000,00 TL değer tespit edildiği ve taşınmazın 17.11.2009 tarihinde yapılan açık artırmada 30.050,00-TL bedelle davalı …’a ihale edildiği, … 1. İcra Hukuk Mahkemsinin 30.12.2012 tarih, 2012/140 Esas, 197 Karar sayılı kararı ile şikayetçi borçlu …’ya satış ilanı usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden ihalenin feshine karar verildiği, anılan kararın 28.03.2013 tarihinde derecattan geçerek kesinleştiği ancak taşınmazın 12.12.2009 tarihinde ihale alıcısı davalı … adına tescil edildiği ve davalının da taşınmazı 05.12.2011 tarihinde dava dışı 3. bir kişiye temlik ettiği, taşınmazın en son 12.01.2016 tarihli devir işlemi ile dava dışı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, tapu iptal ve tescil istekli davaların kural olarak iptali istenen tapu kaydının malikine karşı açılması gerektiği ve davanın da kayıt malikine yöneltilmediği gözetilerek tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan, Türk hukuk sisteminde, tapu kayıtlarının oluşumunda illilik prensibi esas olup davalı … adına oluşan tescilin yasal dayanağı olan ihalenin iptal edilmesi ile yolsuz tescil durumuna düştüğü, bir başka ifade ile davalı yönünden sicilin dayanaksız hale geldiği de kuşkusuzdur.Bilindiği üzere, usul hukukumuzda zorunlu dava arkadaşlığı dışında davaya dahil edilme müessesesi bulunmayıp, bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilemeyeceği açıktır. Kaldı ki, davacının kararda dahili davalı olarak geçen PTT’nin davaya dahil edilmesi yönünde bir talebi de olmamıştır.Öte yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 61 vd. maddelerinde davayı ihbar kurumu düzenlenmiş olup, dava kendisine ihbar edilen, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir. Görülmekte olan davanın taraflarından birinin üçüncü bir kişiye bu davayı haber vermesi ve üçüncü kişiden bu davada kendisine yardım etmesini istemesi davanın ihbarıdır.Kendisine dava ihbar edilen kişi ihbar eden tarafın yardımcısı durumunda olduğundan ihbar edilen kişi hakkında hüküm kurulamaz Ne var ki, mahmemece davacı tarafından usulüne uygun bir dava yöneltilmeyen ve ihbar olunan sıfatı ile davada yer alması gereken PTT davaya dahil edilerek bedel istemi yönünden aleyhinde hüküm kurulmuş olup, bu husus önemli bir usul hatasıdır.Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın devrine esas ihalenin feshedildiği ancak ihale alıcısının çekişmeli taşınmazı dava dışı kişiye temlik ettiği, bu durumda terditli olarak ileri sürülen bedel isteminden ilk el konumunda olan davalı …’ın sorumlu olduğu gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hakkında yöntemince dava açılmayan PTT yönünden bedel isteminin kabul edilmesi doğru değildir.Davacının ve alehinde hüküm kurulan ihbar olunan PTT vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.