Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/1615 E. 2020/2614 K. 15.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1615
KARAR NO : 2020/2614
KARAR TARİHİ : 15.06.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan babasının 444 ada 25 parsel sayılı taşınmazını 23.07.1996 tarihinde satış suretiyle davalı torununa temlik ettiğini, yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali veya tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, çekişmeli taşınmazı 100.000.000.-TL bedelle dedesinden satın aldığını, mirasbırakanın vefat etmesinden sonra dava konusu taşınmazla ilgili olarak davacının ve dava dışı mirasçı …nın feragatname düzenlediklerini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının daha önce doğmuş bir hakkı hakkında resmi makam olan noter huzurunda yazılı beyanıyla feragat etmiş olduğu” gerekçesiyle davanın reddine dair karar Dairece; “… mahkeme hükmünün dayanağını teşkil eden 04.02.2008 tarihli ve Üsküdar 15. Noterliğince düzenlenen belgenin, TMK.nun 677. maddesinde öngörüldüğü şekilde mirasçılar arasında miras payları üzerinde yapılan bir akit olarak değerlendirilmesi gerekir. Her ne kadar işlemin muvazaalı olduğunun anlaşılması halinde, icazet vermekle muvazaalı işlem geçerli hale gelmeyecekse de, yukarıda değinilen yasal düzenleme karşısında söz konusu feragatnameye değer verilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur. Ne varki; davacı, anılan belge düzenlendikten sonra 20.5.2008 tarihinde yine aynı noterin aracılığıyla feragatten döndüğünü dile getirmiş ve yargılama aşamasında da “mirasbırakanın vefatından sonra davalı ve babası tarafından büyük bir manevi baskı altına alındığını ve davalı tarafından kendisine, hak edeceği nispette dava konusu taşınmazın tapusunun devredileceğinin beyan edildiğini” belirterek feragat konusunda hileye düşürüldüğünü ileri sürmüştür. Oysa mahkemece, bu husus üzerinde durulmaksızın neticeye gidilmiştir. O halde, hile iddiasının aynı dava içerisinde hadise şeklinde araştırılarak, gerçekten, feragatnamenin hile ile illetli olup olmadığının saptanması zorunludur. Hâl böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle araştırma ve inceleme yapılarak, anılan feragatnamenin hileyle illetli olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar bu kez Dairece; “davacının murisin ölümünden sonra İstanbul 15.Noterliğinin 04.02.2008 tarih ve 5573 yevmiye numaralı feragatnamesiyle “muris babası … tarafından …’a satılmış bulunan 25 parsel sayılı arsa niteliğindeki gayrimenkulün satışı hakkında muvazaa veya başka bir şekilde itirazda bulunmayacağını, bu konuda dava açmayacağını, doğmuş ve doğacak tüm haklarından gayrikabil rücu olarak … lehine feragat ettiğini ifade ettiği” ancak bozma ilamı doğrultusunda dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından,davacının iradesinin fesada uğratılarak anılan feragatnamenin alındığı ve hile ile illetli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda anılan belgeye değer verilemeyeceği açıktır. Hâl böyle olunca, davacının muvazaa iddiasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 12.978.17. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.