Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/1227 E. 2020/2027 K. 01.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1227
KARAR NO : 2020/2027
KARAR TARİHİ : 01.06.2020

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: GAİPLİK-TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın görevsizlik nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 588. maddesinden kaynaklanan gaiplik, tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.Davacı Hazine, 2669 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 1/4’er eşit paylarla … oğlu …, … oğlu …, … kızı … ve … adlarına kayıtlı olduğunu, adı geçenlerin uzun zamandan beri hayatı ve nerede olduğuna dair bir bilgi elde edinilemediğini, … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2001/405 E., 2001/554 K. sayılı kararı ile …Defterdarının kayyım olarak tayin edildiğini, 10 yıllık kayyımla idare süresinin dolduğunu ileri sürerek, Türk Medeni Kanununun 588. maddesi gereğince adı geçenlerin gaipliğine ve tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava salt gaiplik davası gibi değerlendirilmek ve çekişmesiz yargı işi olduğu belirtilmek suretiyle Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Ne var ki, mahkemenin bu kararı TMK’nun 32 vd. maddelerine dayalı olarak açılan gaiplik davalarında verilebilecek kararlardandır. Oysa somut olayda davacı Hazine, gaiplik isteği yanında, son mirasçı sıfatıyla taşınmazın Hazineye devri isteminde de bulunmuş olup, bu tür bir isteğin TMK’nun 588. maddesi kapsamında olduğu açıktır.
Öte yandan, TMK’nın 588. maddesinden kaynaklanan davaların taşınmazın aynına (mal varlığına) yönelik olduğu gözetildiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 2. maddesi kapsamında kaldığı ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tartışmasızdır. Görev, kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında resen ve öncelikle dikkate alınmalıdır.
Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.