Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/1138 E. 2020/2616 K. 15.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1138
KARAR NO : 2020/2616
KARAR TARİHİ : 15.06.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakanı Zehra Kalkan adına kayıtlı olan 2536 ada 20 parsel ve 2534 ada 226 parsel sayılı taşınmazlarda kendisine intikal eden payın satılması hususunda üvey annesi olan davalı …’ı 22.08.2008 tarihinde vekil tayin ettiğini, bilahare gördüğü lüzum üzerine 24.04.2009 tarihinde vekillikten azlettiği, azilnamenin …’a, Yalova 4. Noterliği’ne ve Adapazarı Tapu Müdürlüğü’ne tebliğ edildiğini, ancak davalı …’un azledildiğini bilmesine rağmen taşınmazların intikal işlemlerini yaptırıp davalılar … ile …’a a satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ile kendisi ve taşınmazların önceki maliki adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili; husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, davalı …’un azilnameden haberinin olmadığını ve satışlarda bir menfaatinin bulunmadığını, diğer davalıların ise; harici satışlar doğrultusunda taşınmazların kendilerine devredildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı Hazine bakımından husumet yokluğundan davanın reddine, diğer davalılar bakımından; davalı …’un vekalet görevini kötüye kullanarak tapuda işlem yapmasının hukuken geçersiz olduğu ve diğer davalıların da iyiniyetli olduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “ 24.04.2009 tarihli azilname tapu müdürlüğüne tebliğ edilmiş olmakla, 7.10.2009 tarihli, 22149 ve 22152 nolu satış akitlerinde davacının payının yetkisiz vekil tarafından gerçekleştirilen işlemle temlik edilmiş olması nedeniyle davacının payı bakımından temlikin yolsuz tescil sonucunu doğuracağı kuşkusuzdur.Ne var ki; yolsuz tescile konu olan temlikin davacının payı bakımından yapılan temlik olduğu gözetilerek davacının payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacının mirasbırakanı … mirasçıları adına karar verilmesi doğru değildir.Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297/2. maddesinde belirtildiği üzere, mahkemelerce verilen kararların, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması gerekmektedir. Ancak davalı … bakımından kurulan hükümde tapusunun iptaline karar verilen taşınmazın ada ve parsel numarasının belirtilmediği görülmektedir. Bu haliyle kararın infaz kabiliyeti yoktur.
Diğer taraftan; eldeki davada davalılar … ve … adına kayıtlı taşınmazlar farklı olduğundan, her bir davalıya karşı ayrı ayrı dava açılması mümkün iken birlikte dava açıldığına göre, HMK’nin 326. maddesi uyarınca, davada haksız çıkan ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davalıların, adlarına kayıtlı taşınmazların ayrı ayrı belirlenen dava değerinden, davacının payına isabet eden tutar üzerinden, harç, yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerekirken, taşınmazların toplam değeri üzerinden davalıların tamamının harç ve yargılama giderlerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda davalı Hazine yönünden husumet yokluğundan davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne ilişkin verilen kararın tereke temsilcisi tarafından temyizi üzerine mahkemece temyiz talebinin sıfat yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karar ve ek karar tereke temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

-K A R A R-

1- Dava dosyasına tereke temscilcisi atandığı ve huzurunda yargılamaya devam edildiği, tereke temsilcisinin davayı takip yetkisi bulunduğundan mahkemenin sıfat yokluğundan temyiz isteğinin reddine ilişkin
20.01.2017 günlü,2016/334 Esas ve 2016/511 Karar sayılı ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir.Tereke temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 23.00 TL bakiye onama harcının temyiz eden tereke temsilcisinden alınmasına, 15.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.