Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2017/1099 E. 2020/2746 K. 17.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1099
KARAR NO : 2020/2746
KARAR TARİHİ : 17.06.2020

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı/karşı davalı Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde yargılama vekalet ücreti ve giderlerine hasren temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Asıl dava, Hazine adına tescil, karşı dava belediye adına tescil isteğine ilişkindir.
Davacı/karşı davalı, 571, 572, 573, 525, 526, 527,528, 473,475, 476, 477, 478, 482, 461, 468, 246, 251, 566, 541, 430, 428, 720, 719, 314 ve 394 parsel sayılı taşınmazların hakem sıfatıyla görülen davada Hazine’ye aidiyetine karar verildiğini ancak tescil kararı verilmediğini ileri sürerek taşınmazların anılan karar gereğince Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı/karşı davacı, aleyhlerine açılan davanın reddini savunmuş, açılan karşı dava ile de, çekişme konusu taşınmazların 3508 Sayılı Yasa uyarınca belediyeye devri gereken yerlerden olduğunu ileri sürerek, belediye adına tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 25.03.2016 havale tarihli dilekçesi ile davasından vazgeçmiştir.Asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin kararın Dairece; kısa karar gerekçeli karar çelişkisine değinilerek bozulması üzerine, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiş, karar, davalı/karşı davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairece, “Bu hale göre; değinilen açıklamalar ve ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, hakem kararına yönelik itirazın karara bağlandığı tarihte 3533 Sayılı Yasanın 4. maddesi değişikliğe uğradığından hakem kararının ve buna bağılı itirazın reddi kararının kesinleştiği söylenemez. Öyleyse, mahkemenin görevsiz hakem kararını hükmüne dayanak yapması doğru değildir.Hal böyle olunca; işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması yerinde değildir.” gerekçesiyle ikinci kez bozulmuş, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde mahkemece, asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, karşı dava ise davacının vazgeçmesinin karşı tarafça kabul edilmediği, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı/karşı davalı Hazine vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.Davacı/karşı davalı Hazine vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince; karşı dava reddedildiğine göre karşı davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davası reddedilen karşı davacı Belediye lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 8 numaralı bendinde yer alan “Karşı davada yine red yönünden A.A.Ü.T si gereğince 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak … Belediyesine verilmesine,” cümlesinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine, “Karşı davada, davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca hesaplanan 1.800,00 TL vekâlet ücretinin davacı … Belediyesinden alınarak davalı … Hazinesine verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, karşı davalı Hazine vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.06.2020 oybirliğiyle karar verildi.