Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/9861 E. 2019/3274 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9861
KARAR NO : 2019/3274
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL – TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davalı … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden ise tapu iptal tescil talebinin kabulüne, tazminat talebinin reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ve davalı … tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescili ve tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan babaları …’un … parsel sayılı taşınmazı kardeşinin oğlu davalı …’a, …’in de kısa süre sonra mirasbırakanın oğulları olan … ve davalı …’a temlik ettiğini, devirlerin mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak olarak yapıldığını, temliklerden sonra taşınmazın 15 parçaya ayrıldığını, …, …, …, … parsel sayılı taşınmazların tamamı ile … ve … parsel sayılı taşınmazların 1/2’şer paylarını davalı …’ın aldığını, daha sonra …, … ve … parsel sayılı taşınmazları dava dışı kişilere temlik ettiğini, …’ın yaptığı haksızlığı fark ederek kendilerine paylarını verdiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adlarına miras payları oranında tesciline, 3. kişilere temlik edilen taşınmazların bedelinin miras payları oranında davalı …’dan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı …, mirasbırakanın iflas ettiğini, borcu nedeniyle taşınmazlarının çoğununun satıldığını, kalanı da çocuklarına paylaştırıldığını, sattığı yerleri tekrar almaya çalıştığını, 30 yıldır taşınmazı kendisinin kullandığını, davacıların dava açma haklarının zaman aşımına uğradığını, 10 yıl malik sıfatıyla zilyet olduğu için zamanaşımı ile iktisabın gerçekleştiğini, TBK’nin 125. ve TMK’nin 638. maddelerinin uygulama yeri olmadığını, temlik işlemi yapılan …’ın da davalı olması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, süresinde davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden ise tapu iptal tescil talebinin kabulüne, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan …’in … parsel sayılı taşınmazı 28.03.1980 tarihinde …’a, …’in de 23.02.1981 tarihinde satış suretiyle 1/2’şer payla davalı …’a ve dava dışı …’a satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakan …’in 07.03.1994 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak oğulları …, … ve …, kızı … ve ölü kızı …’in oğulları … ve …’in kaldığı, … parsel sayılı taşınmazın dava dışı …’ın malik olduğu … parsel sayılı taşınmaz ile tevhidinden … parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, … parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile de …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlar olmak üzere toplam 15 parça taşınmaz oluştuğu, bu taşınmazlardan …, …, … ve … parsel sayılı olanların … adına, … ve … parsel sayılı olanların ½ payı … ½ payı … adına, diğer taşınmazların da tamamının … adına tescil edildiği, …’ın … parsel sayılı taşınmazı 26.06.2013 tarihinde …’ya, … parsel sayılı taşınmazı 19.03.2013 tarihinde …’a, … parsel sayılı taşınmazı 19.03.2013 tarihinde …’a satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile …, … ve … parsel sayılı taşınmazların mal kaçırma amacıyla temlik edildiği saptanarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı …’ın tüm temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davacıların temyiz itirazlarına gelince;
Tazminat açısından muris muvazaası sabit olduğuna göre davalı …’ın 3. kişilere devrettiği taşınmazların dava tarihi itibariyle rayiç bedelleri üzerinden davacıların miras payları oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken, mirasbırakan tarafından … parsel sayılı taşınmazın temlik edildiği, daha sonra taşınmazın tevhid ve ifraz sonucu 15 parçaya ayrıldığı hususuna dikkat edilmeksizin, taşınmazların bir kısmının davalı …’ın imkanları ile alındığı yönündeki yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Davalı … yönünden de dava esastan reddedildi ise de Ahmet’in muvazaanın tarafı olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değerinin, taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların payına isabet eden değer olduğu gözetilmeksizin harç alınması da isabetsizdir.
Davacıların, değinilen nedenden ötürü yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin diğer itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.