Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/9764 E. 2019/4260 K. 01.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9764
KARAR NO : 2019/4260
KARAR TARİHİ : 01.07.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi … …’nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası…’nin 03.10.2004 tarihinde öldüğünü, geriye mirasçı olarak kendisinin, davalı annesinin ve dava dışı …’nin kaldığını, tüm mirasçıların hem … hem Türk vatandaşı olduğunu, kendisinin Bakanlar Kurulu’nun 26.05.2014 tarihli kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarıldığını, dava dışı Fahri’nin ise 17.09.1999 tarihli kararla vatandaşlıktan çıktığını, murisin ölüm tarihinde Türk vatandaşı olan tek mirasçısı olan davalı annesinin babasından kalan 11 parsel sayılı taşınmazın tamamını adına intikal ettirdiğini, kendisinin de miras hakkı bulunduğunu ileri sürüp, davalı adına olan tapunun iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalı, yapılan intikalin davacı ve dava dışı oğlunun rızasıyla yapılmış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/ 285 E. 2005/ 209 K. sayılı 10.03.2005 tarihli veraset ilamı uyarınca, murisin tek mirasçısı davalının olduğu, davalının bu veraset ilamına dayanarak muris adına kayıtlı 11 parsel sayılı taşınmazın tamamını 11.08.2005 tarihinde adına intikal ettirdiği, ancak davacının dosyaya ibraz ettiği … 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/ 853 E. 2013/ 819 K. sayılı 20.09.2013 tarihli veraset ilamında, davacının da mirasçı olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlık hasımlı olarak alınacak veraset ilamı ile çözümlenebilecektir.
Somut olaya gelince; hem intikale esas alınan veraset ilamı hem de davacının mirasçılığını gösteren ve karara dayanak alınan veraset ilamı hasımsız alınmış olup, mirasçılık belgelerinin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu gözetilerek bu konudaki uyuşmazlığın hasımlı veraset ilamı alınarak açıklığa kavuşturulması zorunludur.
Ne var ki, davacı tarafından dosyaya hasımlı veraset ilamı sunulmadığı gibi kendisine hasımlı veraset ilamı alması için olanak da tanınmamıştır.
Hâl böyle olunca; davacıya hasımlı veraset ilamı alması için olanak tanınması, alınacak hasımlı mirasçılık belgesinde davacının mirasçı olduğu ve taraf ehliyetinin bulunduğu belirlendiği takdirde işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen husus üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.