Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/8186 E. 2019/2143 K. 25.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8186
KARAR NO : 2019/2143
KARAR TARİHİ : 25.03.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Davacı, 819, 1601, 1250, 1001, 977, 914 ve 185 parsel sayılı 7 parça taşınmazda paydaş iken, davalı abisinin kendisinin bilgisizliğinden ve zor durumda olmasından faydalanarak taşınmazlardaki paylarını çok düşük bedellerle adına devrini sağladığını, edimler arasında aşırı oransızlık bulunduğunu, davalının esaslı hataya düşürdüğünü, satış bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiş, aşamada davadan feragat etmiştir.
Davalı,davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının, 11.04.2016 hakim havale tarihli temyiz dilekçesinde ise, davalının taşınmazların bedelini ödeyeceği telkiniyle kendisini kandırdığını, hile ile davadan feragat ettirdiğini belirterek temyiz isteğinde bulunmuştur.
Hemen belirtilmektedir ki, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez ( rücu edemez); feragat ile bağlıdır.
Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur.
Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (BK. Madde 23 vd), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir.
Keza, 6100 sayılı HMK’nun 311. maddesi, ”feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükmünü öngörmektedir.
Hal böyle olunca; mahkemece, feragatin hileye dayalı olduğu iddiasının hadise şeklinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 162. ve 163. maddeleri-önsorun) aynı dava içerisinde her türlü delille ispatının mümkün olduğu gözetilerek, bu yöndeki taraf delillerinin toplanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.