Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/7656 E. 2018/14822 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7656
KARAR NO : 2018/14822
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları…’dan kalan dava konusu 2538 parsel sayılı taşınmazın, tarafların anneleri olan davacı …’nin bakımının davalı tarafça yapılması amacı ile 12/04/2011 tarihinde davalı …’a bedelsiz olarak devredildiğini, davacılardan …’ın rahatsızlığı sebebi ile kısıtlandığını, mirasbırakan…’ın anılan davacıya vasi olarak atandığını, babasının ölümünü fırsat bilen davalının davacı …’a ait 29.03.2011 tarihli vekaletname ile dava konusu taşınmazın adına tescilini sağladığını, bu durumun dahi davalının iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, davalının annesi …’nin hiçbir ihtiyacını karşılamadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, mirasbırakanları…’dan kalan dava konusu taşınmazın tarafların aralarında yapmış oldukları rızai taksim gereği kendisine düştüğünü, devrin yapıldığı tarihte tarafların mirasbırakanından kalan dava dışı 1224 ve 1625 sayılı parsellerdeki miras payını davacı kardeşi…’a devrettiğini, annesi davacı …’nin kendi evinde kalmak istediği için bakımını kendi evinde yapamadığını, ayrıca annesi ile devirler nedeni ile değil evlatlık vasifesi olduğu için ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davalının annesi …’ye bakma sözü verdiği halde bakmadığı, davacıların kandırılmak sureti ile temlikin yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1944 doğumlu mirasbırakan…’ın 19.03.2011 tarihinde öldüğü ve geriye davacı eşi … ile davacı kızları Rukiye,… ve davalı oğlu …’ın kaldığı, davacı …’ın … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1890 E – 2011/2009 K sayılı kararı ile 4721 sayılı TMK’nun 405. maddesi gereğince kısıtlanarak kendisine …’ın vasi tayin edildiği, 09.09.2015 tarihinde eldeki dava için vasiye husumete izin kararı verildiği, ayrıca 02.08.2018 tarihli ek karar ile adı geçen davacının kısıtlılık halinin kaldırıldığı, dava konusu 2358 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan adına kayıtlı iken 08.04.2011 tarihinde mirasçıları olan taraflar adına intikal ettiği ve 12.04.2011 tarih ve … yevmiye sayılı resmi senet ile davacı … bizzat, davacı … kendi adına ve davacı …’a vekaleten anılan taşınmazdaki 1/4’er paylarını davalı …’a satış suretiyle devrettikleri, davalının mirasbırakanları…’dan kalan dava konusu taşınmazın tarafların aralarında yapmış oldukları rızai taksim gereği kendisine düştüğünü, devrin yapıldığı tarihte tarafların mirasbırakanından kalan dava dışı 1224 ve 1625 sayılı parsellerdeki miras payını davacı kardeşi…’a devrettiğini savunduğu, gerçekten anılan taşınmazların dosya arasına alınan tapu suretlerinden davalının 1/4’er payını 12.04.2011 tarih ve … yevmiye sayılı işlemle davacı …’a satış suretiyle devrettiği, davacılar vekilinin 08.02.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile, davacıların mirasbırakanlarından kalan arazilerin değerlerini bilebilecek durumda olmadıklarını, davalının kendilerinin bu bilgisizliğinden yararlanarak muristen kalan taşınmazlar içindeki değerli olan dava konusu taşınmazı taksim sonucu aldığını, değersiz olan diğer taşınmazları ise kendilerine bıraktığını, yaptıkları toplantıda davalının davacı anneye çok iyi bakacağını belirttiğini ve böylece iradelerini zaafa uğrattığını, ancak annesine bakmadığını belirttiği, davalının sunduğu ve davacı …’nin parmak izi ve diğer mirasçıların imzası bulunan 29.05.2011 tarihli “feragatname” başlıklı belgede tarafların mirasbırakandan kalan taşınmazlardaki hak ve hisselerini aldıklarını, davacıların davalı aleyhine miras davası açmayacaklarını, açılan davalardan da feragat ettiklerini belirttikleri anlaşılmaktadır.
Ne var ki, mahkemece yukarıda anlatılan ıslah ve feraget dilekçesi ile dosya arasına alınan tapu suretleri dikkate alınmadan sonuca gidilmiştir.
Hal böyle olunca, değinilen hususlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.