Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/7185 E. 2019/5120 K. 08.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7185
KARAR NO : 2019/5120
KARAR TARİHİ : 08.10.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı …, mirasbırakan Hasan Nehir’in adına kayıtlı 1636 ada 476 parsel sayılı taşınmazını ihale ile satışa çıkardığını, taşınmazın 114.429.057.500 TL bedelle % 10’unun davacı …, % 90’ının dava dışı …’a ihale edildiğini, paranın mirasbırakan vekili Av. …tarafından ödendiğini, dava dışı …’ın, murisin en güvenilir adamı olarak taşınmazın % 90 hissesini emanetçi sıfatıyla muvazaalı şekilde devraldığını, daha sonra çeşitli işlemler yapılarak ev hanımı olup hiç bir geliri olmayan davalıya ifraz gören ve iki parçaya ayrılan % 90 hissenin devrinin yapıldığını, revizyon gören 3924 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yapılan bir kısım işlemlerden sonra 9326/14576 payının dava dışı … Petrol şirketi adına kayıt edildiğini, 5250/14576 hissesinin ise davalı … adına kayıtlı olduğunu, …’in taşınmazdaki % 10 luk payının ne olduğunun belirsiz olduğunu, dava dışı … şirketi ve davalı … tarafından kat irtifakına geçirilerek kurulan kat irtifakına göre 110 bağımsız bölüm numaralı otel yerinin ve C bloktaki 1 bağımsız bölüm numaralı benzin istasyonu vasıflı taşınmazların davalı …’a verildiğini, yapılan tüm işlemlerin o tarihlerde cezaevinde olan muris tarafından diğer mirasçıları olan davacı … ve dava dışı …’den mal kaçırma amaçlı olarak yapıldığını ileri sürerek çekişme konusu 3924 ada 1 parsel sayılı ana taşınmazda 110 bağımsız bölüm numaralı otel yeri niteliğindeki taşınmazın tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini, olmadığı takdirde miras payının parasal olarak değerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının …Noterliğinin 28/01/1994 tarih ve 05240 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki mirastan feragat sözleşmesi ile muris babasının ve annesinin bırakacakları mirastan hiçbir şey almayacağını belirttiğini, kız kardeşi lehine feragatinin bulunduğunu, ayrıca murisin Gaziantep 2. Noterliğinin 23/01/2001 tarih ve 02748 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile davacının kendisine ve aile fertlerine karşı ağır suçlar işlediğini uzun uzun anlatarak davacıyı mahfuz hisseye de şamil olmak üzere mirastan ıskat ettiğini, davacının mirasçı olmadığını, dava ehliyeti olmadığını, öte yandan dava konusu taşınmazın ihale ile satın alındığını, ilk satış işlemlerinde satıcının Büyükşehir Belediyesi, alıcının ise davacı ve dava dışı … olduğunu, mirasbırakanın satış işleminde taraf olmadığını ortada muris muvazaası olmadığını,ikinci satış işleminde de murisin taraf olmadığını belirterek davanın öncelikle husumetten daha sonra esastan reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.10.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen davalı vekili Avukat … geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğrudur. Davacı vekilinin öteki temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ancak; davada, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesindeki ”Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” düzenlemesi gözetilmek suretiyle ”1.800,00 TL ” vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davalı için nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması isabetsizdir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine “ Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte olan AAÜT göre hesaplanan 1.800.00 TL vekalet ücretinin davalı yararına davacıdan tahsiline ” ibaresinin yazılmasına, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.