Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/6836 E. 2019/5180 K. 10.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6836
KARAR NO : 2019/5180
KARAR TARİHİ : 10.10.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL-ECRİMİSİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ve duruşma istekli olarak davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.10.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat … ile diğer temyiz eden davacılar vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat ile ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan dedeleri …’un kayden malik olduğu 26.3.1954 tarih 119 ile 120 sıra nolu ve 29.1.1960 tarih 83 sıra nolu kök tapu kaydı kapsamındaki tapulu taşınmazlarını kadastro tespitinden önce mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak erkek çocuklarına temlik ettiğini, taşınmazların çeşitli kadastral parsellere revizyon gördüğünü ve imara tabi tutulduğunu, oluşan imar parsellerinden dava konusu 7666 ada 8 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanın çocuklarından davalı … adına tescil edilip adı geçen tarafından da 2007 yılında ölen eşi …’e satış yoluyla temlik edildiğini, taşınmazla ilgili sonradan kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalıların …’nin eşi …’in mirasçıları olduklarını ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı olan bağımsız bölümlerin miras payı oranında iptali ile adlarına tesciline, davadan önce el değiştirmiş taşınmazlar yönünden bedele, çekişmeli taşınmazların tamamı için dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davacıların dava açma hakları bulunmadığını, zira kadastro mahkemesinde görülen davada sulh zaptı ile haklarından feragat ettiklerini, bila tarihli ikinci bir anlaşma belgesi düzenlendiğini, davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 26.03.1954 tarih 119 sıra nolu kök tapu kaydı kapsamındaki tapulu taşınmazların temlikinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle bu taşınmazlar yönünden tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne, bedel isteğinin kısmen kabulüne, 29.01.1960 tarih 83 sıra nolu kök tapu kaydı kapsamındaki tapulu taşınmazların temlikinin muvazaalı olmadığı gerekçesi ile bu taşınmazlar yönünden tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, ecrimisil isteğinin de aynı gerekçeler ile kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların 25.02.1983 tarihinde ölen …’un mirasçıları oldukları, mirasbırakanın tapulu taşınmazlarını kadastro tespitinden önce mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak erkek çocuklarına temlik ettiği ve taşınmazların çeşitli kadastral parsellere revizyon gördüğü bilahare imara tabi tutulduğu ileri sürülüp 7666 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden miras payları oranında iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat ve ecrimisil isteğiyle eldeki davayı açtıkları, … Kadastro Mahkemesinin 1985/202 Esas 1988/96 Karar sayılı dosyasında 18.03.1988 tarihli “Keşif tutanağı-Sulh zaptı” başlıklı belgenin düzenlendiği, ayrıca kök muris … mirasçılarından … mirasçıları ile bir kısım davacılar arasında tarihsiz “Karşılıklı Anlaşma” başlıklı başka bir belgenin daha düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Kadastro Mahkemesinin 1985/202 Esas, 1988/96 Karar sayılı dosyasında düzenlenen “Keşif zaptı-Sulh zaptı” ve tarihsiz “Karşılıklı Anlaşma” başlıklı, …dışındaki davacıların imzasını taşıyan belgelerin feragat içerikli olmadığı, sulh sözleşmesi niteliğinde oldukları, esasen mirasbırakanın temliklerinin muvazaalı olduğu hususunun mirasçılardan … tarafından açılan davalar ile kesinleştiği açıktır.
Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın, sulh anlaşmalarının yerine getirilip getirilmediği noktasında toplandığı açıktır.
Ne var ki mahkemece bu yönde yeterli bir araştırma yapılmış değildir.
Hal böyle olunca, dava konusu bağımsız bölümlerin tümünün tedavül kayıtları ve kütük sayfaları getirtilerek ana parsellerden gelip gelmediklerinin, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa malikine düşen ve davalılara geçen bağımsız bölümler olup olmadıklarının denetlenmesi, bu husus açıklığa kavuşturulduktan sonra yukarıda anılan belgelerdeki beyanların haktan feragat anlamında olmadığı gözetilerek taraflar arasındaki sulhun koşullarının yerine getirilip getirilmediğinin saptanması, başka bir anlatımla sulh kapsamında davacılara verilmesi kararlaştırılan taşınmazlar kayden devredilmiş ise davacıların miras paylarını aldıklarının gözetilmesi, aksi halde temliklerin muvazaalı olduğu saptandığına göre davacıların payı oranında davanın kabul edilmesi, sulh tutanaklarında imzası olmayan davacı …’ın davasının da her halükarda payı oranında kabul edilmesi, bu belirlemelere göre sair isteklerin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de, 29.01.1960 tarih 83 no’lu tapu kaydında kök mirasbırakan …’un, damadı olan ve mirasçısı olarak benimsenen davacıların babası … ile aynı akitte pay devrettiğinden bahisle anılan pay muvazaa kapsamı dışında bırakılmış ise de, kök mirasbırakanın kızı ve davacıların da annesi olan Ümmügülsüm Yavuz’un kök mirasbırakan …’tan önce öldüğü, bu durumda eşi olan davacıların babası …’un kök mirasbırakan …’un mirasçısı olamayacağı gözetilmek suretiyle kök mirasbırakanın anılan tapu kaydındaki pay devrinin de muvazaa kapsamına alınması gerekirken hakkın kötüye kullanılmasından söz edilerek kapsam dışında tutulması da isabetsizdir.
Tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflar vekilleri için 2.037.00.-‘şer TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.