Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/5711 E. 2016/10425 K. 17.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5711
KARAR NO : 2016/10425
KARAR TARİHİ : 17.11.2016

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ESKİ HALE GETİRME VE TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi,eski hale getirme ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davalılardan … ile … bakımından davanın kabulüne, davalı … bakımından pasif husumet yokluğundan davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalılardan … vekili ve … tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 655 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüne komşu parsel maliki davalıların taşınmazın ortak sınırından toprak almak suretiyle müdahale ettiklerini, harfiyat çalışmasının taşınmazlar arasındaki kot farkının artmasına ve toprak kaymasına yol açtığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, toprak kaymasının önlenmesi amacıyla istinat duvarı örülmek suretiyle taşınmazın eski hale getirilmesine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “…öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davalılardan … ile … bakımından davanın kabulüne, davalı … bakımından pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2.740 m2 yüzölçümlü okaliptüslük niteliğindeki 655 parsel sayılı taşınmazın davacı adına, komşu 656 sayılı parselin davalı …, 658 sayılı parselin ise davalı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, davalılar tarafından taşınmazından toprak alınmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanı önlenmesi, toprak kaymasının önlenmesi amacıyla istinat duvarı örülmek suretiyle taşınmazın eski hale getirilmesi ve tazminata karar verilmesi istekleri ile eldeki davayı açmıştır.
Somut olayda; mahkemece yapılan keşif sonucu alınan tek kişilik inşaat bilirkişisi raporunda, taşınmazda sel riskinin önlenmesi amacıyla yapılması gereken istinat duvarının maliyetinin yaklaşık değerler verilmek suretiyle belirlenmeye çalışıldığı, yapılacak istinat duvarı ile ilgili yeterli ayrıntıya yer verilmeyip soyut açıklamalar ile yetinildiği, tarafların anılan rapora itirazları nazara alınmaksızın yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmasının doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Bilindiği gibi; 6100 sayılı HMK’nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca hükme esas alınacak bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçeleri bilimsel verilere uygun şekilde açıklanmalıdır.
Hâl böyle olunca; davanın niteliği gereği alanında uzman en az üç kişilik harita, jeoloji ve inşaat mühendislerinden oluşturulan bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde yeniden keşif yapılarak davacının iddiası ile davalıların savunmalarının irdelenmek suretiyle, bilimsel verilere uygun, hüküm vermeye ve denetlemeye elverişli, infaz kabiliyeti bulunan bilirkişi raporu alınıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve soyut ifadeler içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
Tarafların temyiz itirazları, değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.