Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/5147 E. 2019/1339 K. 27.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5147
KARAR NO : 2019/1339
KARAR TARİHİ : 27.02.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı vekili, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu’nun 22.12.1992 tarihli kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2637 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına 12.04.2006 tarihinde tescil edildiğini, ancak hak sahipliği kararından önce aile temsilcisi …’un daha önce babasıyla birlikte iskan edildiğinin tespiti üzerine 05.12.2012 tarih ve 2012/683 sayılı Mahalli İskan Komisyonu kararı ile hak sahipliğinin ve daha önce alınmış komisyon kararlarının iptal edilmesine karar verildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, hak sahipliğinin iptaline yönelik olarak Hatay İdare Mahkemesinde açılarak reddedilen kararın doğru ve haklı olmadığını, hak sahipliğinin iptaline karar verilmesinin idari istikrar ilkesine aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, Mahalli Komisyon Kararı idare mahkemesi tarafından iptal edilmemiş ise de kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, davalıların göçer sayılmasına engel teşkil edecek yasal bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi Merve Arslantürk’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle 12.07.2013 tarihinde kabul edilen 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanununa eklenen Geçici 7. maddenin 3. fıkrasındaki düzenleme uyarınca mülga 2510 sayılı Kanun döneminde hak sahibi olanların hak sahipliklerinin herhangi bir koşul aranmaksızın devam edececeği gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına 27.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.