Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/504 E. 2019/1304 K. 26.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/504
KARAR NO : 2019/1304
KARAR TARİHİ : 26.02.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.02.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat … ile diğer temyiz eden davacılar vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları …’ın, 145 ada 51 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla davalılara devrettiğini ileri sürerek 145 ada 51 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalılar, taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldıklarını, mirasbırakanın davacıların babasına borçları nedeniyle sürekli maddi yardımda bulunduğunu, bu nedenle ekonomik durumunun iyi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, eski 145 ada 42 parsel sayılı taşınmaz yönünden temlikin mal kaçırmak amaçlı muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne; eski 145 ada 43 parsel sayılı taşınmaz bakımından ise bağış işleminde muris muvazaasından sözedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden ; mirasbırakan …’ın 22.03.2007 tarihinde öldüğü, geride kendisinden önce ölen oğlu …’in çocukları davacılar … ve … ile davalı çocukları … ve …’un mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın 26.04.1993 tarihinde eski 145 ada 43 parsel sayılı taşınmazın 2/3 payını davalı …’a, 1/3 payını da davalı …’ye bağışladığı, eski 145 ada 42 parseli de yine aynı pay oranları ile 26.11.1993 tarihinde davalılara satış suretiyle devrettiği, daha sonra her iki taşınmazın tevhit işlemi ile birleştirildiği ve 145 ada 51 parselin oluştuğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, davalılara satış suretiyle devredilen çekişme konusu 145 ada 51 parselin geldisi olan 145 ada 42 parselin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak devredildiği saptanarak davanın kabulüne ve eski 145 ada 43 parselin temlikinin bağışlama yoluyla yapıldığı, 1/4/1974 tarih ½ sayılı İBK’nın olayda uygulanma yeri bulunmadığı, tenkis isteğinin de olmadığı gözetilerek bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıların tüm davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine.
Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, tevhit ile oluşan 145 ada 51 parsel sayılı taşınmazın tapusu tevhit öncesi miktar esas alınarak iptal edilmiş olup, bu hali ile hükmün infazının mümkün olmadığı açıktır.
Hal böyle olunca, 145 ada 51 parsel sayılı taşınmazın 30.04.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde ifrazının mümkün olup olmadığının ilgili belediyeden encümen kararına dayalı olarak sorulması, taşınmazın bölünebileceğinin bildirilmesi halinde sonucuna göre karar verilmesi, bölünemeyeceğinin belirtilmesi halinde ise fen bilirkişisinden yeniden rapor alınarak eski 145 ada 42 parseldeki davacıların miras payının 145 ada 51 parselin ne kadarlık kısmına (pay olarak) isabet ettiği saptanarak davacılar paydaş kılınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davalılar vekili için 2.037.00 .-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz eden davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.