Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/3010 E. 2019/613 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3010
KARAR NO : 2019/613
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, muris babası … ‘in, 12 ve 259 parsel sayılı taşınmazları satın alıp oğlu davalı … adına tescil ettirdiğini, 42 parsel sayılı taşınmazını ise oğlunun arkadaşı … ‘e muvazaalı olarak satış suretiyle temlik ettiğini, 2 gün sonra taşınmazın satış suretiyle davalı …’e temlik edildiğini, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunu ileri sürüp, davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve miras payı oranında adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, temliklerin gerçek satış işlemi olduğu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 42 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın kabulüne, diğer taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı … vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 12 ve 259 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, 42 parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
12 ve 259 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre, yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, 3. kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 01.04.1974 tarih 1/2 Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten 01.04.1974 tarihli karar, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek ”gizli bağış” şeklinde gerçekleştirilen işlemler bakımından anılan Yargıtay İnançları Birleştirme kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanısıra, karara yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı, Hukuk Genel Kurulu’nun 30.12.1992 tarih 586/782 21.09.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/876; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş, Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Ne varki, bu tür taşınmazlar bakımından koşulları var ise ancak tenkis istenebilir. Davada tenkis isteği de bulunmamaktadır.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile 42 sayılı parselin muris tarafından diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı temlik edildiği saptanarak anılan parsel bakımından davanın kabul edilmiş olmasında da bir isabetsizlik yoktur. Tüm bu açıklamalar karşısında davalının tüm, davacıların esasa ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davacıların vekalet ücretine ilişkin itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, muris muvaazası hukuksal nedenine dayalı davalarda, dava değeri taşınmaz ya da taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı veya mirasçıların payına isabet eden değerdir.
Somut olayda, her ne kadar davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin az olduğu ileri sürülmüş ise de davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti az olmayıp aksine fazladır. Ne var ki bu hususu davalı taraf açıkça temyize getirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Hakkındaki dava reddedilen 12 ve 259 sayılı parsellerin değeri 75.000.TL olup, davada terekeye iade istendiğinden ve taraf teşkili tamamlandığından davalı dışındaki mirasçıların payları karşılığı 56,250.TL’dir. Reddedilen parseller bakımından davalı lehine bu miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de belirtilen husus yeniden yargılamayı gerekli kılmadığından hükmün 6. bendindeki 12.847,21 rakamının çıkartılması, yerine 6487,50 rakamının yazılmasına, 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.