YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2203
KARAR NO : 2018/15717
KARAR TARİHİ : 19.12.2018
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVACILAR : … VD.
DAHİLİ DAVACI : … VD.
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL-TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Asıl ve birleşen davada davacılar, mirasbırakanları Celal …’nun 06.07.2009 tarihli vekaletname ile davalı torunu Serdar’ı vekil tayin ettiğini, vekilin dava konusu 2584 ada 38 parsel sayılı taşınmazdaki mirasbırakana ait 81/539 payı davalılar Süveyla ve Saadettin’e temlik ettiğini, davalıların da değişik tarihlerde muvazaalı olarak taşınmazları diğer davalılara devrettiklerini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalıların el ve işbirliği içerinde hareket ettiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına payları oranında tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, 26.06.2014 tarihli dilekçe ile mirasçılar Alim ve Akif davaya muvafakat ettiklerini bildirmişlerdir.
Davalı …, davalı … dışındaki diğer tarafları tanımadığını, satış bedelini ödediğini; davalı …, iyiniyetli olduğunu; davalı …, taşınmazı 90.000-TL bedelle satın aldığını, mirasbırakanı tanımadığını; davalı … taşınmazı 80.000-TL bedelle edindiğini belirterek davanın reddini savunmuşlar; davalı … ve Saadettin davayı kabul etmişlerdir.
Asıl davanın kabulüne dair verilen karar Dairece ‘’İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre davada muris muvazaası hukuksal nedenine değil vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır… bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne varki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir… Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir. Hal böyle olunca, miras bırakan Celal …’nun ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davaya katılmayan mirasçılarının bulunduğu gözetilerek davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine T.M.K’nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı halde hukuki nitelemede yanılgıya düşülerak yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.’’ gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davanın davalısı … vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davalı vekil Serdar’ın vekalet görevini kötüye kullanarak temlikleri gerçekleştirdiği, davalı …’in de vekil Serdar’ın arkadaşı olduğu ve vekil ile el ve iş birliği içerisinde hareket ettiği, 4721 sayılı TMK’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalı … vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 7.868,69.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davalı …’den alınmasına, 19.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.