Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/1864 E. 2018/14925 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1864
KARAR NO : 2018/14925
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, 175 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı iken … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1977/43 Esas-1983/297 Karar sayılı ilam ile 23.09.2011 tarihinde … adına tescil edildiğini, anılan mahkeme kararının kendisi ile bir ilgisinin olmadığını ve davalı adına yapılan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine, taşınmazın amaç dışı kullanılması nedeni ile … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1977/43 Esas 1983/267 Karar sayılı ilamı ile Hazine’ye iade edildiğini, 3402 sayılı Yasanın 22. maddesi gereğince kadastro görmüş bir yerin tekrar kadastroya tabi tutalamayacağını, bu nedenle 03.08.1988 tarihinde davacı adına yapılan tespitin geçerli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın önceki malik ….’e 4753 sayılı yasaya istinaden verildiği, bu şahsın taşınmazı amacı dışında kullanarak haricen davacıya sattığı, davacının iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmaz (eski 21 ada 28 parsel) … adına kayıtlı iken 4753 ve 5618 sayılı kanunlar gereğince 11.05.1953 tarih ve 418 sıra nolu tapu kaydı ile… adına tescil edildiği 1978 yılında yapılan kadastro tespitinde…’ün 1955 yılında ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği ancak taşınmazın … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1977/43Esas sayılı dosyası ile davalı olduğu belirtilerek malik hanesinin boş bırakıldığı, … 2.Asliye Hukuk.
Mahkemesi’nin 1977/43 Esas sayılı dosyasında davacı … tarafından… mirasçıları aleyhine, taşınmazın mirasbırakan…’e 4753 sayılı yasa uyarınca verilmesine rağmen davalıların bu taşınmazları haricen sattıkları gerekçesiyle,… adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı Hazine adına tescili istemli açılan davada, mahkemece 15.07.1983 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, bu karar henüz kesinleşmeden 03.08.1988 tarihinde ikinci kez yapılan kadastro tespit işlemiyle taşınmazın … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1977/43 Esas ve 1983/267 Karar sayılı ilamıyla Müdürlüğe iade edildiği belirtilerek 11.05.1953 tarih ve 418 sıra nolu tapu kaydı ile … oğlu… adına kayıtlı iken 1955 yılında ölümü ile mirasçılar tarafından adi köy senedi ile 08.09.1973 tarihinde… oğlu …’e satıldığı ve bu kişinin zilyet ve tasarrufunda olduğu gerekçesiyle … adına tespit edildiği ve 07.12.1988 tarihinde tapuya tescil edildiği, … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1977/43 Esas ve 1983/267 Karar sayılı ilâmının derecattan geçerek 17.01.1996 tarihinde kesinleşmesi üzerine bu ilâm infazı edilerek ile davacı … adına olan tapu kaydının iptal edilemek suretiyle 23.09.2011 tarihinde … adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; taşınmazın kadastroca … adına tescilinden sonra, davalı Hazine tarafından daha önceki malikler… mirasçıları aleyhine açılan … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1977/43 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davası sonucu, tapu kaydının iptal edilerek … adına tesciline dair kesinleşmiş hüküm nazara alınarak davacı adına olan tapu kaydının idari tasarruf ile iptal edilerek … adına tapuya tescil edildiği, davacı …’e karşı Hazine tarafından açılıp kesinleşmiş tapu kaydının iptaline ilişkin herhangi bir mahkeme hükmü bulunmadığı sabittir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Türk Medeni Kanunu’nun 1027.maddesinde, “İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebilir” hükmü yer almaktadır. Anılan hüküm karşısında, ilgililerin rızası veya ilgili hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadan idari bir tasarrufla tapu kaydının iptal edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.