Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/18548 E. 2020/2250 K. 04.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18548
KARAR NO : 2020/2250
KARAR TARİHİ : 04.06.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi … ‘nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, davalı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte dava konusu 38 parsel sayılı taşınmazın adına tesciline karar verildiğini, davalının hükmün gereğini yerine getirmediği gibi taşınmaz üzerine kötüniyetli olarak ipotek ve haciz tesis ettirdiğini ileri sürerek taşınmazın üzerindeki ipotek ve hacizlerin kaldırılarak adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tescile ilişkin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu kaydının iptaline, tüm borç ve takyidatlardan ari olarak davacı adına tescile karar karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi; “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahelenin men’i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır. Gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunulduğu takdirde harç, gayrimenkulün değeri ile talep olunan tazminat ve ecrimisil tutarı üzerinden alınır. Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tesbit ettirilir.Tesbitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz. Noksan tesbit edilen değerler hakkında 30’ uncu madde hükmü uygulanır.” şeklinde olup, Kanunun 32. maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30. madde hükmü ile de “… muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HMK.’nun 150. (HUMK’nun 409.) maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, dava dilekçesinde dava değeri gösterilmemiş, yargılama sırasında da dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden yukarıda belirtilen hükümlere göre davacıya harç ikmali yaptırılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken bu eksiklik giderilmeden harcın hükmen davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, dava konusu taşınmaz üzerinde dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 11.11.2011 tarihli 58.500TL bedelli kamu haczi ve Manisa Esnaf ve Sanaatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’nin 05.10.2011 tarihli 50.000 TL bedelli ipoteğinin bulunduğu ancak, davacı tarafından haciz ve ipotek lehtarlarına karşı husumet yöneltilmediği sabittir.
Bu halde, haklarında dava açılmayan haciz ve ipotek lehtarlarının karar kapsamına alınarak aleyhlerinde hüküm kurulmuş olması da hatalıdır.
Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın keşfen belirlen değeri üzerinden yukarıdaki hükümler uyarınca harç ikmal ettirilmesi, harcın ikmal edilmesi halinde takyidatlarla yükümlü olarak iptal-tescil kararı verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalının yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.