Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/18284 E. 2019/3429 K. 28.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18284
KARAR NO : 2019/3429
KARAR TARİHİ : 28.05.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 28.05.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat … ile temyiz edilen Asil … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu … ada … sayılı parseldeki dava konusu 5 nolu bağımsız bölümün kuru mülkiyetini kendisine bakacağını vaad eden davalı torununa ölünceye kadar bakma akdi ile deverttiğini düşünürken tapu müdürlüğünde yaptığı araştırma sonucu temlikin satış olduğunu öğrendiğini ve davalı tarafından aldatıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın hakdüşürücü süre içinde açılmadığını, devrin davacının iradesine uygun satış olarak yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, maliki olduğu … ada … sayılı parseldeki çekişme konusu 5 nolu bağımsız bölümün intifa hakkını üzerinde tutarak kuru mülkiyetini 19.02.2002 tarihinde davalı torunu Levent’e satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile (aldatma) her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Ne varki; hile bakımından yeterli inceleme yapılmış değildir.
Hâl böyle olunca, öncelikle davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması, süresinde açıldığı saptanırsa yukarıdaki ilkeler uyarınca temlikin hileli olup olmadığı yönünde inceleme yapılarak ve taraf delilleri yeniden değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.