Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/18120 E. 2020/3475 K. 06.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18120
KARAR NO : 2020/3475
KARAR TARİHİ : 06.07.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında bedel isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan eşi …’in …, .., …, …, … ada … parselde yer alan 43 nolu, … ada … parselde kayıtlı 9 nolu, … ada … parselde yer alan 19 nolu bağımsız bölüm(eski … parselde kayıtlı 19 nolu bağımsız bölüm), … ada … ve … ada … parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak ilk eşinden olma çocukları olan davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, davalıların daha sonra taşınmazların tamamını dava dışı 3. kişilere devrettiğini ileri sürerek, çekişme konusu taşınmazlarda miras payına isabet eden bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada … ada … parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat ettiğini bildirmiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
Davalılar, dava konusu taşınmazlardaki bir kısım payların mirasbırakan babaları tarafından değil, dava dışı anneleri tarafından kendilerine temlik edildiğini, muvazaanın bulunmadığını belirterekdavanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu … ada … parsel sayılı taşınmaz yönünden ise feragat nedeniyle davanın reddine; dava konusu diğer taşınmazlar yönünden temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle 241.880,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle dava konusu …, …, …, …, 19 nolu, 43 nolu, 9 nolu bağımsız bölümler ve … ada … parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, … ada … parsel sayılı taşınmaz yönünden ise feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, Reddine.
Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Somut olaya gelince, kabul kapsamına alınan dava konusu taşınmazlarda davacıların miras payı oranında hükmedilen tazminat miktarı yönünden hangi davalının ne miktarda sorumlu olduğunun açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanması ve buna göre her bir davalının sorumlu olduğu tazminat miktarı yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken HMK’nın 297. maddesine aykırı biçimde infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu … ada … parsel sayılı taşınmaz yönünden AAÜT’nin 6. maddesi gözetilerek davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi, yine dava kısmen kabul kısmen reddedildiğine göre, yargılama giderlerinden kabul-red oranına göre tarafların sorumlu tutulması, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının olmadığı gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Kabule göre de; kabul kapsamına alınan dava konusu taşınmazlarda temlike konu payların davacıların miras payına isabet eden toplam değerinin dava tarihi itibarıyla 238.324,10 TL olduğu halde, kararda 241.880.00 TL tazminata hükmedilmiş olması da doğru değildir.
Davalıların değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.