YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18008
KARAR NO : 2020/2429
KARAR TARİHİ : 09.06.2020
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalı … vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı iptal tescil, olmadığı takdirde maddi tazminat ile manevi tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 445 parsel sayılı taşınmazdaki 375/62000 payın kimlik bilgileri kullanılarak düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile önce davalı …’ya, ….tarafından da diğer davalı …’a satış suretiyle devredildiğini, işlemlerin geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde 1.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, husumet itirazı ve zamanaşımı def’in de bulunmuş, davalı … tapu siciline güvenerek taşınmazı satın aldığını ve iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, son kayıt maliki davalı … bakımından, kötü niyetli olduğu ispat edilemediği, iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğu gerekçesi tapu iptali ve tescil isteği ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davalı … yönünden ise sahte kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle yapılan ilk işlemin geçersiz olduğu gerekçesi davalı maddi tazminat isteğinin kabulüne, sahtecilik işleminde dava dışı 3. kililer ile işbirliği içerisinde olduğu ispatlanamadığından manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 445 parsel sayılı taşınmazın 375/62000 payı davacı … adına kayıtlı iken 11.07.2011 tarihinde davalı …’ya, Fatma tarafından da anılan payın 06.02.2002 tarihinde diğer davalı …’a satış suretiyle temlk edildiği, 30.12.2005 tarihli imar uygulaması ile 60440 ada 1, 60697 ada 3, 60442 ada 2, 60441 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda davalı …’ın paydaş olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK’nun 211. maddesi gereğince; 11.07.2001 tarihli temlik işleminde kullanılan imzanın sahte olduğu iddiası, başka bir ifadeyle imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı hususunun Uzman raporu ile saptanması gerekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece 11.07.2001 tarihli resmi akitteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı hususunda bir araştırma yapılmış değildir.
Hâl böyle olunca, öncelikle davacının, resmi ve özel kurumlarda bulunan imza ve yazılarını havi belgelerin temini ile dosyanın bütün halinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesi, Fizik (Grafoloji) İhtisas Dairesi’nden 11.07.2011 tarih 5954 yevmiyeli resmi akitteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı hususunda rapor alınması, davacının eli ürünü olmadığının saptanması halinde ikinci el konumunda olan davalı …’ın iyiniyetli olup olmadığının, bir başka ifadeyle TMK’nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/175 Esas sayılı dosyası da gözetilmek suretiyle değerlendirilmesi, süresinde tanık deliline dayanan taraflara tanık isimlerini bildirmesi için kesin süre verilmesi, bildirildiği takdirde tanıkların dinlenmesi, satış bedelinin ne şekilde ödeniği hususunun taraflardan sorulmak sorulmak suretiyle araştırılması, varsa banka kayıtlarının getirtilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Taraf vekillerinin değinilen yönlerden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.