Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/17862 E. 2020/4857 K. 07.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17862
KARAR NO : 2020/4857
KARAR TARİHİ : 07.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vakıf vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Eksik duruşma pulları ve ilanen tebligat gideri tamamlanmadığından duruşma isteğinin reddine karar verildi. Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl dava, şekle aykırılıktan kaynaklanan yolsuz tescile; birleştirilen dava ise, yüklemeli bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Dernek vekili, asıl davada, 06.04.2004 tarihli olağanüstü genel kurul kararı neticesinde düzenlenen 20.05.2004 tarihli “şarta bağlı bağış proktokolü” ile davacı Derneğe ait İstanbul Esnaf Hastanesini 10.06.2004 tarihinde davalı Vakfa bağışladığını, genel kurulun toplanma ve karar verme usulüne uygun davranmadığını, devrin bu nedenle yok hükmünde olduğunu, aksi düşünüldüğünde bile davalı olarak gösterilen yönetim kurulu üyelerince genel kurul üyelerinin iradelerinin zorlanması ve yanıltılmaları sebebiyle de hukuka aykırı olduğunu, devrin derneğin amaç ve tüzüğüne aykırı olduğunu, nitekim derneğin tasfiye sürecine girdiğini, davalı vakfın protokole aykırı davranarak dernek üyelerine sağlık hizmeti sunmadığını ileri sürerek 573 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile eski hale döndürülmesini istemiş; birleştirilen davada ise, davalı Vakfın, şarta bağlı bağış protokolünde bulunan koşulları, başta bakım hizmeti olmak üzere yerine getirmediğini, dava dışı İstanbul Üniversitesi ile imzaladığı kira sözleşmesinde yer alan şartlar nedeniyle protokol hükümlerinin uygulanmasını imkansız hale getirdiğini ileri sürerek 6098 sayılı TBK’nın 291 vd. maddeleri gereğince tapu iptali ve tescil istemiştir.
Davalı Vakıf vekili, alınan kararlarda ve yapılan bağış işleminde herhangi usulsüzlük, hukuka aykırılık bulunmadığını, iddiaların doğru olmadığını belirtip asıl ve birleştirilen davaların reddini savunmuştur.
Bir kısım davalılar, husumet itirazında bulunup, davanın usulden ve esastan reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, derneğin amacını gerçekleştirmesini ortadan kaldıran bağışlamaya yönelik kararının yok hükmünde olduğu, ayrıca davalı Vakfın da şartlı bağış protokolünde belirtilen koşulları yerine getirmediği gerekçesiyle davacı Derneğin 06.04.2004 tarihli olağanüstü genel kurul kararının mutlak butlan nedeniyle hükümsüzlüğüne, davalı Vakıf adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, diğer davalılar aleyhine açılan dava ise kayıt maliki olmadıkları gerekçesiyle husumet yönünden reddedilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı Derneğin, 1937 yılında kurulup, Bakanlar Kurulunun 25.11.1948 tarihli kararıyla “kamu yararına çalışan dernekler” statüsüne alındığı, Derneğin kuruluş amacının belirtildiği Tüzüğünün 2. maddesinde, “İstanbul Esnaf Hastanesinin sağlık Hizmetlerini, en geniş ve gelişmiş bir biçimde yapabilmesi için gerekli olan parayı temin etmek, hastane sağlık tesislerini geliştirmek ve genişletmek ve hastanenin karşılaştıkları zorlukları zamanında gidermek, hastaneyi yaşatarak, korumak, bakmak ve bu surette halka ve dernek üyelerine sağlık hizmetleri verilmesini devam ettirmektir.” şeklinde belirtildiği, Derneğin 06.04.2004 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında, Dernek Hastane İşletmesinin binası ile birlikte, şarta bağlı olarak davalı Vakfa hibe edilmesine oy birliği ile karar verildiği, bu hususta Dernek Yönetim Kurulunun yetkilendirildiği, davacı Derneğe ait olan ve üzerinde İstanbul Esnaf Hastanesi ve eklentileri bulunan dava konusu 573 parsel sayılı taşınmazın (2.122,50m2, arsa) 10.06.2004 tarihinde, 20.05.2004 tarihli şarta bağlı bağış protokolünde belirtilen şartlarla davalı Vakfa bağışlandığı anlaşılmaktadır. Belirtilen bağış protokolünün toplam 7 maddeden oluştığu, protokolün 2. maddesinde, davalı Vakfın, Derneğin amaçları doğrultusunda Hastaneyi işletmek için bütün tedbirleri alıp uygulayacağı; 4. maddesinde, Derneğe Hastane bünyesinde bir oda tahsis edileceği, hastanenin tarihsel varlığının sergilendiği bu odada Derneğin bağış kabul edebileceği; 6. maddesinde, Hastanede, Dernek üyeleri ve 1. derece yakınlarına belirtilen tarifeler üzerinden sağlık hizmeti verileceği, hususları yer almaktadır.
Asıl davada, davacı Dernek, bağış işlemi ile taşınmazın davalı Vakıf adına tescilinin dayanağı olan 06.04.2004 tarihinde alınan Dernek Genel Kurul Kararının şekle aykırılığı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş ise de, dosya kapsamına göre iddiasını 4721 sayılı TMK’nın 6. ve 6100 sayılı HMK’nın 190. maddeleri çerçevesinde ispat edemediğinden asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması hatalıdır.
Birleştirilen davada, TBK’nın 295/1-3. maddesi gereğince bağışlamanın geri alınması hukuki sebebine dayalı iptal – tescil isteğinde bulunulmuştur.
Bilindiği üzere, bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren 6098 sayılı TBK’nın 297/1. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
TBK’nın 297/1. maddesine göre; Bağışlayan, geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alabilir.
Somut olayda, birleştirilen dava 16.08.2012 tarihinde açılmış olup, davacı Dernek tarafından davalı Vakfa gönderilen 26.07.2011 tarihli 10,11,12 ve 13 sayılı yazılarda, dava dışı kişilerin şarta bağlı bağış protokolü kapsamında İstanbul Esnaf Hastanesinde bakım ve tedavilerinin karşılanması, protokol gereğince davacı derneğe, hastane bünyesinde oda tahsis edilmesi, adlarına oda yaptırılması amacı ile bağışta bulunan kişilerin, isteklerinin yerine getirilmesi istenilmiş, davalı Vakıf tarafından verilen 22.08.2011 tarihli 2011/218 sayılı cevap yazısında, sözü edilen kişilerin talepleri halinde bakım ve tedavilerin prtokol çerçevesinde değerlendirileceği, Özel Hastaneler Yönetmeliğine göre, Derneğe Hastane bünyesinde oda tahsis edilmesinin mümkün olmadığı, Derneğe ek binada yer tahsis edilip oranın halen Dernek tarafından kullanıldığı, o günlerde hastane odalarına isim yazılmasının çok kullanılan bir uygulama olmaktan çıktığı, bunun yerine Hastanenin ana girişindeki lobinin duvarına konulan büyük panoda bağışta bulunanların adlarının yazıldığı ifade edilmiştir.
Bu durumda, bağışlayan davacının TBK’nın 297/1. maddesi gereğince geri alma sebebini ne zaman öğrendiğinin tespitinde zorunluluk bulunmaktadır.
Ne var ki, mahkemece bu hususta bir inceleme ve değerlendirme yapılmış değildir.
Hâl böyle olunca, asıl davanın reddedilmesi, yukarıdaki ilke ve açıklamalar gözetilerek öncelikle birleştirilen davanın süresinde açılıp açılmadığının incelenmesi, süresinde açılmışsa işin esası incelenmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, davalar birleştirilseler de ayrı dava olma özelliklerini koruduklarından her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru değildir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı vekilinin açıklanan nedenlerle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.