Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/17739 E. 2020/1699 K. 09.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17739
KARAR NO : 2020/1699
KARAR TARİHİ : 09.03.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan babası Ali Koşucu’nun mirasçısı olduğu halde Gebze Sulh Hukuk Mahkemesinin 1991/230 Esas 1996/171 Karar sayılı veraset ilamında mirasçı olarak gösterilmediğini, sözü edilen veraset ilamı esas alınarak, mirasbırakana ait dava konusu 5436 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı … ve dava dışı diğer mirasçılar adına intikalinin yapıldığını ve sonrasında mirasçılar tarafından muvazaalı olarak satış yoluyla dava dışı Emine Ertekin’e, adı geçenin de kısa bir süre sonra taşınmazı davalı …’a satış suretiyle devrettiğini, anılan veraset ilamının iptali için Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/397 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, tescilin yolsuz oluştuğunu ileri sürererek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dava, yolsuz tescil (ketmi verese) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle davalının davayı kabul beyanının olmadığı, davacının yer almadığı veraset ilamı uyarınca işlemler yapılarak davacının ketmedildiği hususu Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/397 Esas, 2015/163 Karar sayılı hasımlı veraset ilamı ile saptanarak davanın kabul edilmiş olmasında ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
HMK’nin 26. maddesi ve doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca çekişme konusu taşınmazda davacının miras payı oranında iptal-tescile, kalan payın ise davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, davalı adına da tescile karar verilmesi ve dava konusu olmadığı halde kalan payın tescil nedeninin değiştirilmesi doğru değildir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 1. bendinde yer alan “…bakiye 3/4 hissesinin ise davalı adına tapuya tesciline,” ibaresinin çıkarılmasına, yerine; “…kalan 3/4 payın davalı üzerinde bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı H.M.K.’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.