Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/17499 E. 2020/1823 K. 12.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17499
KARAR NO : 2020/1823
KARAR TARİHİ : 12.03.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-

Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, davalı …’in miras bırakanları ile olan isim benzerliği nedeniyle miras bırakanları 1926 doğumlu …oğlu … adına kayıtlı 253 ada 5 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak tapu müdürlüğüne ifraz işlemi için başvurduğunu, ifrazdan sonra 253 ada 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların oluştuğunu, bunlardan 31 parsel sayılı taşınmazı davalı …’e satış suretiyle devrettiğini, konu ile ilgili olarak evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık iddiaları ile başlatılan soruşturmanın devam ettiğini, davalılar adına oluşan kayıtların yolsuz olduğunu ileri sürerek, yolsuz tescil nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras bırakanları adına tescilini istemişlerdir.
Davalı …, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde miras bırakanlarına ait taşınmazların da olduğunu, bu bölgede yakın zamanda kadastro çalışması yapıldığını, tapu müdürlüğünden sorgulama yaptığında 253 ada 5 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı olduğunu öğrendiğini, taşınmazı kullanmaya başladığını, herhangi br sahtecilik yapmadığını, ceza soruşturması sonucunda takipsizlik kararı verildiğini, kusurunun bulunmadığını, inceleme neticesinde taşınmazın davacılara ait olduğunun anlaşılması halinde bu duruma muvafakat edeceğini; Davalı … ise, yurt dışında yaşadığını, dava konusu 31 parsel sayılı taşınmazı alımı için diğer davalı ile 48.000,00 TL üzerinden anlaştıklarını, vekili aracılığıyla temlikin gerçekleştiğini ve iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1913 doğumlu … ve …oğlu …’in 16.05.1996 tarihinde öldüğü, dava konusu taşınmazın evveliyatı olan 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazın geldisinin 26.10.1964 tarih 74 sıra numaralı ve 06.12.1945 tarih ve 23 sıra numaralı tapu kayıtlarında paydaş isminin … oğlu … olarak geçtiği, davalı … ve …oğlu…’in ise 05.12.1961 doğumlu olduğu, taşınmazın 1998 tarihinde imar uygulamasına tabi tutularak 253 ada 5 parsel sayılı taşınmazın müstakilen … oğlu … adına tescil edildiği, daha sonra 29.06.2015 tarihinde davalı …’in isteği üzerine taşınmazın ifrazı sonucu 253 ada 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, bunlardan 31 parsel sayılı taşınmazın 30.06.2015 tarihinde davalı …’e satış suretiyle devredildiği, 30 parsel sayılı taşınmazın ise halen davalı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya içeriğinden; çekişme konusu 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların geldisi olan 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payında, … ve …oğlu …’in hak sahibi olduğu halde davalı …’in taşınmazları adına tescil ettirmek suretiyle kazanımda bulunduğu açıktır.
Ne var ki; dosya içeriğinde davacıların mirasbırakanı olan …’in veraset ilamı bulunmamaktadır.
Öte yandan; davalı … ilk el konumunda olup, 31 parsel sayılı taşınmazı…’ten satın alan davalı …’in iyi niyetli olması halinde bu ediniminin korunacağı da kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; öncelikle davacıların mirasbırakanı 1926 doğumlu …’in veraset ilamının temin edilmesi, davacılar mirasbırakan adına tescil isteminde bulunduklarından TMK 640. maddesi uyarınca davada yer almayan mirasçıların davaya olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK’nin 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması isabetsizdir.
Öte yandan, dosyadaki nüfus kayıtlarından, ayrıca 1913 doğumlu … ve …oğlu …’in olduğu görülmekte olup; 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazın paydaşı …’in davacıların mirasbırakanı olup olmadığının saptanması, eğer davacıların mirasbırakanı ise davalı … adına kayıtlı 30 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabul edilmesi, 31 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davalı …’in ediniminde iyi niyetli olup olmadığının TMK’nun 1023. maddesi çerçevesinde tarafların bildirdikleri deliller ışığında açıklığa kavuşturulması, kötü niyetli olduğunun anlaşılması halinde 31 parsel sayılı taşınmaz yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
Davalıların açıklanan nedenden ötürü yerinde bulunan temyiz itirazının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.