Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/16724 E. 2020/2033 K. 01.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16724
KARAR NO : 2020/2033
KARAR TARİHİ : 01.06.2020

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: GAİPLİK-TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada; Asıl davada davacı Hazine, çekişme konusu 80 parsel sayılı taşınmazın paydaşları olan … ile …’nin gaip olmaları nedeniyle tayin edilen kayyumla idare süresinin dolduğunu ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 588. maddesi uyarınca gaipliğe ve paylarının Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiş; birleştirilen davada davacı Vakıflar İdaresi, taşınmazın aslının vakıf olup mutasarrıflarının gaip olmaları sebebiyle tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Asli Müdahil …Vakfı; mülhak bir vakıf olduklarını ve taşınmazın icareli vakıf taşınmazı niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek 5737 Sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca gaiplik ve vakıf adına tescile karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen ilk karar, Dairece; “…taşınmazın vakıf taşınmazı olduğu, 35/140 pay sahibi …’nin gaip olduğunun saptandığı anlaşıldığından, taşınmazda 35/140 pay sahibi Zahide yönünden yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı karşı davalı Hazinenin bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine. Ancak, dosyada mevcut çap (tapu) kaydı ile kadastro tespit tutanağının incelenmesinde, 12.06.1939 tarihinde kesinleşen kadastro tespit tutanağına göre 80 parsel sayılı taşınmazda 13/140 payın …, 13/140 payın … adına tespit edilidiği, çap(tapu) kaydında ise, 13/140 payın kadastro nedeniyle 12.06.1939 tarihinde …, 13/140 payın ise intikal nedeniyle 19.06.1952 tarihinde …’den olma … adına kayıtlı bulunduğu, nüfus kaydına görede … oğlu …’nın 05.02.1967 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Ne varki Mahkemece bu husus üzerinde durulmamış, 12.06.1939 yılında kadastro sebebiyle pay sahibi olan … ile 19.06.1952 tarihinde intikalen pay sahibi olan …’den olma …’ın aynı kişi olup olmadığı araştırılmamıştır. Hal böyle olunca, bu yönde gerekli araştırmanın yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, bu hususun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, sonucuna göre, aynı kişi olduklarının anlaşılması halinde …’ın 05.02.1967 yılında öldüğü belirlendiğinden, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması,
mirasçıları var ise husumet yönünden değerlendirme yapılması, ancak, mirasçısının bulunmaması durumunda vakfına döneceğinin gözetilmesi; aynı kişiler olmadıklarının tespiti halinde ise gaiplik hususunun nazara alınması ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir….” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davada asli müdahilin talebinin kabulüne, birleşen davada davacı Vakıflar İdaresi yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar Dairece bu kez; “…Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan araştırma ve inceleme sonucunda 5737 Sayılı Yasanın 17. maddesindeki koşulların gerçekleştiği saptanarak asli müdahilin talebinin kabulü ile Zahide ve Aram Samancıyan’ın paylarının müdahil vakıf adına tesciline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı Hazine ve davalı kayyımın bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine, Ne var ki, asıl davada davacı Hazine vekilinin 28.06.2011 tarihli celsede davayı takip etmeyeceklerini beyan ettiği, aynı celsede davanın işlemden kaldırıldığı ve o tarihten sonra üç aylık süre içinde yenilenmediği de açıktır. Bu durumda asıl davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, davalı kayyımın davada yasal hasım konumunda olduğu gözetilmeksizin aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleştirilen davada asli müdahilin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı … vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalı …’ın yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.00.TL fazla yatırılan peşin harcın temyiz eden davalı …’a iadesine, 01.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.