YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16658
KARAR NO : 2020/1654
KARAR TARİHİ : 09.03.2020
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan babası …’ın 2, 224, 261, 353, 394 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu …’ye, 44, 52 parsel sayılı taşınmazlarını davalı gelini Hava’ya, 6, 16, 34, 48, 181 parsel sayılı taşınmazları davalı gelini …’e, 49, 257, 9, 10 parsel sayılı taşınmazlarını davalı kızı…’e, 11, 226, 31, 237 parsel sayılı taşınmazlarını davalı kızı …’ye, 6, 122, 7, 557 parsel sayılı taşınmazlarını davalı kızı ….ye, 25, 26 parsel sayılı taşınmazlarını davalı torunu …’e satış suretiyle temlik ettiğini, temlik işlemlerinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ., mirasbırakanın sağlığında tüm mirasçılarını kapsar biçimde paylaştırma yaptığını, davacının mirasbırakandan yüklü miktarda borç aldığını, mirasbırakanın borcun ödenmesi karşılığında 25, 7, 2924 ve 28 parsel sayılı taşınmazları da davacıya devredeceğini bildirdiğini, fakat davacının borcunu ödememek için kendine ayrılan parselleri temlik almadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 224, 261, 353 ve 394 parsel sayılı taşınmazlar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, 224, 261, 353 ve 394 parsel sayılı taşınmazlar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, mahkemece husumet yokluğundan davanın reddine karar verilen 224, 261, 353 ve 394 parsel sayılı taşınmazların dava tarihi olan 17.11.2014 tarihinde saat 13.19’da davalılardan … tarafından dava dışı 3. bir kişiye devredildiği, davanın ise 16.25 saatinde açıldığı yani anılan dört taşınmazın dava açılmadan önce temlik edildiği açıktır. Bu durumda anılan taşınmazlar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine
Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle mirasbırakanın yaptığı temliklerin muvazaalı olduğu saptanarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bir kısım davalılar vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Ancak, bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Öte yandan devletin sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; davalı … dışındaki davalılara temlik edilen taşınmazlar yönünden iptal ve tescil hükmü kurulurken kalan payların anılan taşınmazların kayıt maliki üzerinde bırakılması gerekirken, kabul kapsamına alınan tüm taşınmazlar yönünden kalan payların … üzerinde bırakılarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; mahkeme kararının hüküm kısmının 2, 3, 4,5,6,7 ve 8. bentlerindeki “kalan bakiye hissenin davalı … uhdesinde bırakılmasına” ibaresinin hükümden tamamen çıkarılarak yerine;
2.bentte; “kalan payın davalı … üzerinde bırakılmasına “ ,
3.bentte; “kalan payın davalı … üzerinde bırakılmasına “ ,
4.bentte; “kalan payın davalı … üzerinde bırakılmasına“ ,
5.benttte ; “kalan payın davalı … üzerinde bırakılmasına“ ,
6.bentte; “kalan payın davalı … üzerinde bırakılmasına”,
7.bentte; “ kalan payın davalı … üzerinde bırakılmasına
8.bentte;” kalan payan davalı … Egemen Baysal üzerinde bırakılmasına” ibarelerinin yazılmasına; davacı ve bir kısım davalılar vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı 25.20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz eden davalılara geri verilmesine, 09/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.