Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/1627 E. 2018/14985 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1627
KARAR NO : 2018/14985
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPT… VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu ipt… ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, davalıların 5543 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıklarını ileri sürerek iskana başvurduklarını, Mahalli İskan Komisyonunun 30/06/1998 tarih ve 120 nolu kararına istinaden, 498 parsel sayılı taşınmazın davalılara temlik edildiğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı müfettişlerince başvuru sahibi olan aile reisinin göçebe olmadığı, ayrıca hak sahipliğine müracaat tarihinden ve hak sahipliği kararı alınmadan önce sigorta kaydının bulunduğu, bu nedenle göçebelik durumu olmadığından yerleşik hayata geçiş amacı taşıyan iskandan faydalanmaması ve hak sahipliklerinin iptal edilmesi gerektiği hususunun tespit edilmesi üzerine, Mahalli İskan Komisyonunun 14/12/2011 tarih ve 2011/123 nolu kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptal edilmesine karar verildiğini, davalıların bu karara karşı … İdare Mahkemesine başvurduğunu, davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek dava konusu 498 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ipt… ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … …, 5543 sayılı Kanun’a getirilen 7.madde ile 2510 sayılı yasa döneminde kazanılan hak sahipliklerinin korunacağının hüküm altına alındığını, kendisi tarafından İdare Mahkemesinde açılan davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın hatalı olduğunu, ancak söz konusu karar ile ilgili, eşine yapılan tebligatın kendisinin şehir dışında olduğu bir döneme denk gelmesi nedeni ile temyiz edilemeden kesinleştiğini, sehven kesinleşen bu karara dayanarak tapunun ipt…nin istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalıların adına dava konusu taşınmazın Mahalli İskan Komisyonu kararıyla tahsisinden sonra, tahsis şartlarını yerine getirmedikleri belirlenerek, yine Mahalli İskan Komisyonu kararıyla tahsisin iptal edildiği, davalıların … İdare Mahkemesine itiraz ettikleri, fakat davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla iptal kararına dair idari işlemin halen geçerliliğini koruduğundan davalılar adına olan kaydın dayanaksız hale geleceği ve yolsuz tescil durumuna düşeceği gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 30.06.1998 tarih ve 120 nolu Mahalli İskan Komisyonu Kararı ile davalı … …’ın 2510 sayılı İskan Kanunu ve uygulanmasına dair Yönetmelik ve Genelgeler çerçevesinde tarımsal iskan edilmek üzere hak sahibi sayılmasına karar verildiği,alınan karar gereğince dava konusu 498 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiği, 14.12.2011 tarih ve 123 nolu Mahalli İskan Komisyonu Kararı ile ise, … … ve diğer aile bireylerinin başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce, kendisi veya eşi ebeveynleriyle birlikte Devlet eliyle yerleştirilip topraklandırıldığının tespit edildiği gerekçesi ile hak sahipliğinin ve daha önce alınan 30.06.1998 tarih ve 120 nolu Komisyon Kararı’nın ipt…ne karar verildiği, söz konusu iptal kararına karşı … … tarafından … İdare Mahkemesinde açılan davada yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararın temyiz edilmeden 09.04.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 5543 sayılı İskan Kanunu’nun Geçici 7/3.maddesinde, “ Mülga 2510 sayılı Kanuna göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu Kanuna göre devam eder.” düzenlemesi yer almaktadır.
Hal böyle olunca, her ne kadar idare mahkemesinde açılan iptal davasının reddine karar verilmiş ise de, 12.07.2013 tarihinde kabul edilen 6945 sayılı ile Kanun 5543 sayılı İskan Kanunu’na eklenen Geçici 7/3.maddesinde yer alan düzenleme dikkate alındığında davalıların hak sahipliklerinin kayıtsız şartsız devam edeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.