Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/1619 E. 2018/14982 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1619
KARAR NO : 2018/14982
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı … ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları….’ın adına kayıtlı 101 ada 1294 parsel sayılı taşınmazını satış göstermek sureti ile davalı oğlu adına temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, taşınmazı bedeli karşılığında aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
… Sulh Hukuk Mahkemesi ile …. Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlığı sonucu, 2009 yılında açılan davada Yargıtay 17.Hukuk Dairesi tarafından … Sulh Hukuk Mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmiştir.
Mahkemece, davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden ise yapılan temlikin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1929 doğumlu mirasbırakan…’ın 23.01.2009 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı çocukları …., …., …, davalı oğlu … … ile dava dışı eşi …., çocukları ….ve …’nın kaldıkları, çekişme konusu 101 ada 1294 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından 09.10.2001 tarihinde davalıya satış yoluyla temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle mirasbırakan tarafından davalıya yapılan temlikin muvazaalı olduğu belirlenerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davacı …’ın temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtmek gerekir ki; yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidirler.
Somut olaya gelince, 14.05.2010 tarihli celseye davacılardan … ve … ile davalı vekilinin katıldığı, davacılar … ve …’nün davacı …’nın hasta olduğunu beyan ederek buna ilişkin raporu dosyaya sundukları, davacı …’nın mazeretinin kabulüne karar verilmesine rağmen, duruşma gününün …’ya tebliğine dair bir ara karar kurulmadığı, daha sonra yapılan 09.07.2010 tarihli celseye katılmayan davacı … hakkında HUMK 409.maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, arada yapılan bütün celselere katılan davacıların 10.02.2012 tarihli celsede mazeret bildirdikleri ve mahkemece davacıların mazeretlerinin kabul edildiği, takip eden tüm duruşmalara davacıların katıldıkları anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, 14.05.2010 tarihli celsede mazereti kabul edilen davacı …’ya yeni duruşma günü tebliğ edilmeden 09.07.2010 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılarak sonrasında yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de, harç ve vekalet ücretine esas alınması gereken dava değerinin iptal konusu yapılan payla sınırlı olup bu bedel üzerinden hesap edilmesi gerekirken, taşınmazın keşfen belirlenen zemin değerinin tamamı üzerinden fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.
Davacı …’ın yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.